Avrupa’da Hristiyanlık tarihine tanıklık etmenizi sağlayacak yüzlerce eski kilise, katedral, bazilika bulunuyor. Bunların bazılarının yapımı farklı mimari dönemlerine ait olsa da, her biri görkemini hala korumaya devam ediyor. Savaş, devrim gibi birçok toplumsal olaya tanıklık eden bu kiliseler yüzlerce yıllık tarihleri ile hala dimdik ayakta duruyor. Mutlaka görmeniz gereken Avrupa kiliseleri ve hikayeleri, sizler tarafından keşfedilmeyi bekliyor!
Milano’nun Simgesi: Duomo Katedrali
Duomo Katedrali Milano’yu ziyaret edenlerin gözden kaçıramayacağı bir heybete sahip. Avrupa’nın en büyük 4. katedrali olan yapının zemini 11.700 metrekareden oluşuyor. 45 metre yüksekliğe sahip katedral, Milano’nun merkezinde, Piazza Del Duomo’da bulunuyor. Şehrin sembolü konumundaki katedralin yapımı 1386 yılında başlamış ve tam 500 yıl sürmüş. Katedral; içinde büyük bir kubbeye, etkileyici sütunlara, vitraylara ve daha birçok sanat eserine ev sahipliği yapıyor. Çok fazla sanat eserinin yer aldığı yapıyı bir rehberle gezerek bu tarihi keşfin keyfini artırabilirsiniz. Eserlerin en önemlilerinin Rönesans döneminde yapıldığı söyleniyor. Katedraldeki bronz kapıya dokunmanın ise şans getirdiğine inanılıyor.
Viyana’nın Özgürlüğünün Simgesi: Aziz Stephan Katedrali
Avrupa’daki diğer büyük kiliseler gibi, Aziz Stephan Katedrali de şehrin göbeğinde bulunuyor. 1147 yılında yapılan katedralin güneyde yer alan kulesine çıkıldığında muhteşem bir şehir manzarası ziyaretçileri bekliyor. Her yıl farklı ülkelerden 2 milyonu aşkın turistin ziyaret ettiği yapı, Avusturyalılar için büyük bir öneme sahip. Osmanlı’nın Viyana’yı kuşattığı dönemde Viyana halkının sığınmak için kullandığı mekan, zaferi simgeleyen farklı yapılara da ev sahipliği yapıyor. Katedralin Türk tarihi açısından da önemi bulunuyor. Katedralde, zaferi simgeleyen bir Yeniçeri Heykeli ve Osmanlı’nın mağlup olduğu kuşatmadan dönerken bıraktığı mühimmatlardan eritilerek yapılan Pummerin Çanı ziyaret edilmeyi bekliyor.
Bitmeyen Kilise: La Sagrada Familia
Mimar Gaudi’nin hayatını adasa da sonunu getiremediği La Sagrada Familia’nın yapımı hala devam ediyor ve bitecek gibi de gözükmüyor. Kilise hem iç yapısı hem de dış görünüşü ile alışılmış kiliselerden farklı bir görüntü sergiliyor. Yapımına 1882 yılında başlanan ve 1883’te Gaudi’ye emanet edilen yapı, mimarın 1926’daki ölümü ile yarım kalmış. Karmaşık planlar ile yapılan kilisenin devamını getirmek de bu yüzden güçleşiyor. Kilise; İsa’nın doğumunu simgeleyen eserleri ile Doğu Cephesi, helkeltıraş Subirach tarafından tamamlanan Batı Cephesi ve Sagrada Famili Bazilikası’nı içeren Güney Cephesi’nden oluşuyor. Barselona turlarının vazgeçilmez durağı olan yapıyı her yıl 4 milyonu aşkın turist ziyaret ediyor.