Avrupa’da görülecek yüzlerce şehir, yüzlerce tarihi eser var. Aralarından seçim yapmak neredeyse imkansız gibi. Ama bir Avrupa seyahati planlıyorsan ve bu planların arasında seni büyüleyecek, aklını başından alacak birkaç yapıyı mutlaka görmek varsa bu katedrallere mutlaka göz atmalısın. Gotik mimarinin şaşaalı ve göz alıcı ayrıntıları ile inşa edildiği yıllara seni de götürecek ve kendini Avrupa’da bir soylu gibi hissetmene neden olacak bu dini mabetler tüm ihtişamları ile seni bekliyor. Eksiklerini tamamlamanın tam sırası! İşte senin için Avrupa’da mutlaka görülmesi gereken gotik katedraller!

Floransa Katedrali ile Rönesans Şehrinin Büyülü Kapılarını Arala!

Floransa denilince akla sanattan, mükemmel mimari yapılardan ve buram buram tarih kokan bir şehirden başka ne gelebilir ki? İşte şehrin bu tarih kokan sokaklarından birinin ucunda karşılaşacağın Floransa Katedrali; geç dönem gotik mimarinin bütün görkemi ile ziyaretçilerini bekliyor. Floransa otellerinde yerinizi ayırtarak bu büyülü yeri gezebilirsiniz. Yapımı 140 yıl süren ve her bir ayrıntısı ile görenleri hayrete düşüren bu katedral daha uzaktan bakarken bile başka bir zaman boyutunda hissetmene neden oluyor. Devasa heykeller, kusursuz güzellikteki renkli tablo ve freskler katedrali muhteşem yapan detaylardan yalnızca birkaçı.

Renkli mermer kullanılarak yapılmış dış cephe kaplamaları yapının güzelliğini ortaya çıkarırken 153 metre boyundaki büyük kubbesi Avrupa’da en yüksek kubbe olma özelliğini taşıyor. Haftanın her günü ziyarete açık olan Floransa Katedrali; seni mimarinin ve tarihin gizli kalmış dehlizlerini keşfetmeye davet ediyor.

Aziz Petrus Bazilikası ile Tarihe Doy!

İtalya’nın başkenti Roma’da yer alan Aziz Petrus Bazilikası da Avrupa’ya gidersen mutlaka görmen gereken kusursuz bir yapı. Devasa bir mabet olan bu bazilika; tamı tamına 60.000 kişiyi aynı anda ağırlayacak kapasiteye sahip. Kapısından girdiğin an seni yeni bir dünyanın içindeymişsin gibi hissettirecek olan Aziz Petrus Bazilikası; gotik mimarinin en ünlü ve gözde eserlerinden biri.

İçinde bulunan tavan işlemeleri ile gözlerini yukarı bakmaktan alamayacağın bu yerde, mükemmel bir teras manzarası ile Roma şehrine yukarıdan bakma şansına da sahip olabilirsiniz. Ayrıca ünlü cennet – cehennem tasviri de bazilikada öne çıkan fresklerden biri. Bakışlarını ne yöne çevireceğini şaşırtacak görkemdeki detayları ile bu yapı adeta bir tarih rüyası! Avrupa ve Hıristiyan tarihinin en ince ayrıntılarını içine işleyecek tablo, heykel ve freskler ile Aziz Petrus’ta tarihe doyabilirsin. Şehrin merkezinde yer alan ve her yıl yüzlerce turistin akın ettiği bu yerde kültürel olarak zenginleşmenin keyfini çıkarabilirsin.

Almuneda’nın Sihrini Keşfet!

Kültürlerin beşiği Madrid’de bulunan Almuneda Katedrali neo-gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri. Nakış gibi işlenmiş, ince renkli ve kusursuz tavan mimarisi ile bu katedral adeta bir Orta Çağ rüyasını andırıyor. Gotik izlerin yanı sıra modern çizgilere de sahip olan yapı; yaklaşık 110 yıl gibi bir sürede tamamlanmış. İşlemelerinin, fresklerinin ve göz alıcı ışıklarının yanı sıra Almuneda granit ve mermer kullanımının en kusursuz örneklerinden biri olma özelliği taşıyor. Dışarıdan bakıldığında adeta bir şatoyu andıran bu yer Madrid’in en önemli cazibe merkezlerinden biri ve şehir içinde katedrale ulaşım da oldukça kolay. Eğer sizde burayı merak ediyorsunuz Madrid turlarına katılabilirsiniz.

Aziz Mary Bazilikası’nı Görmeden Gitme!

Polonya’nın tarihi şehri Krakow’da bulunan Aziz Mary Bazilikası da Avrupa’da mutlaka görmen gereken gotik yapılar arasında yer alıyor. 80 metrelik iki kulesi ile Avrupa’da eşine rastlanmayan bu yapı; gotikliğin görkemini, ihtişamını ve estetiğini en iyi şekilde yansıtan yerlerden biri. Tavan süslemesinde bulunan rengarenk ayrıntılar görenleri kendine hayran bırakıyor. Halen Roma Katoliklerine hizmet veren bazilika baştan aşağıya tarih kokan ve mimarinin gerçek bir sanat olduğunu kanıtlayan özellikleri ile ziyaretçilerin Polonya’daki uğrak noktalarından biri haline geliyor.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu girin
Lütfen adınızı girin