
Osmanlı mimarisinin en yetenekli baş mimarı, Koca Sinan’ın izinde: Mimar Sinan’ın eserlerine yolculuk rotası çizerken İstanbul’a hâla değer katmaya devam eden büyük eserlerinden başlamak heyecan verici olabilir. Anadolu’nun neredeyse her ilinde; Kayseri’den Edirne’ye, Tekirdağ’dan Bursa’ya, Mekke’den Bosna’ya kadar çok sayıda şehirde iz bırakan eserleri olan Mimar Sinan, 99 yıllık ömrü boyunca Türk mimarisinin gelişmesini sağlamıştı. Bugün, henüz anlaşılmayan ve çağları aşan ustalık yöntemleri ise yerli ve yabancı turistleri kendisine hayran bırakıyor. Gezi rotasını takip ederken Mimar Sinan’ın her yapıda nasıl bir üslup belirlediğini ve onun ustalığının nasıl geliştiğini kolayca fark edebilirsiniz.

Mimar Sinan’ın İstanbul’da Yaptığı İlk Külliye: Haseki Külliyesi
Yaklaşık 365 eseri bulunan Mimar Sinan, adını hemen herkesin bildiği bir Osmanlı sultanı olan Hürrem Sultan’ın emriyle bir yapı kompleksi inşa etmişti. Bu yapıya Haseki Külliyesi ismi verilmişti. Mimar Sinan’ın en çok özendiği yapılardan biri olan Haseki Külliyesi, görkemli mimari detayları ve taş işçiliğiyle dönemin en çok ses getiren yapılarından olmuştu. Özellikle külliye camisinin iç cephe duvarlarında görebileceğiniz çinilere hayranlık duyabilirsiniz. Yüzyıllar önce yapılmış olmasına rağmen hala ayakta kalmayı başaran bu eser, İstanbul-Fatih’e bağlı olan Haseki semtinde. Bu istikamete Marmaray, 319 numaralı otobüsler ya da M4 Kadıköy-Tavşantepe metro hattı ile ulaşabilirsiniz.

Mimar Sinan’ın ”Kalfalık Eserim” Dediği Süleymaniye Camii
Kanuni Sultan Selim’in yaptırdığı Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın en çok konuşulan ve en çok ziyaret edilen eseridir. Mimar Sinan’ın görkemli Bizans eserlerinden olan Ayasofya’yı gördükten sonra ondan esinlenerek yaptığı söylenen Süleymaniye Camii, Osmanlı mimarisinde en büyük kubbeye sahip olan yapılardandır. İnanılmaz bir işçiliğin söz konusu olduğu Süleymaniye Camii, şüphesiz Mimar Sinan’ın mutlaka görülmesi gereken bir eseridir. Fatih, Süleymaniye Mahallesi’nde bulunan yapıya ulaşım olanakları da oldukça fazla. İstanbul’un her yerinden tüm toplu taşıma araçlarıyla ulaşım sağlayabilirsiniz.

Edirnekapı ve Üsküdar Mihrimah Sultan Camileri: Mimar Sinan’ın Platonik Aşkı
Mimar Sinan’ın, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı olan Mihrimah Sultan’a gizli ve derin bir aşk beslediği söylentisini neredeyse ispatlayan, Edirnekapı ve Üsküdar’da konumlandırılan bu iki yapı, Mimar Sinan’ın muazzam işçiliğini sergilediği yapılardan. Aynı zamanda Mihrimah Sultan’ın isminin anlamı olan, Güneş’in batışı ve Ay’ın doğuşu anları, Edirne ve Üsküdar’a inşa edilen camilerin hemen arka planına denk geliyor. Siz de bu anlara tanıklık etmek isterseniz, Edirnekapı’daki gün batımının ardından Üsküdar’a ulaşarak Ay’ın doğuşunu görebilirsiniz.

Rüstem Paşa Külliyesi: İstanbul’un En Meşhur Çini Hazinesi
Rüstem Paşa, Osmanlı Dönemi’nde en zengin paşalardan biriydi. Bu sebeple banisi olduğu Rüstem Paşa Külliyesi için büyük bir ödenek yapmıştı. Yurt dışından ve yurt içinden çok sayıda bölgeden özel olarak getirttiği yapı malzemelerini, Mimar Sinan’ın ustalığına teslim etmişti. Neticede ise ortaya anlatılamayacak kadar muhteşem bir yapı çıkmıştı. Caminin dış cephelerinde hayranlık uyandıran taş işçiliği, içinde ise her yeri el yapımı çinilerle kaplı sütunlar, mihraplar ve cephe duvarları görebilirsiniz. Rüstem Paşa Külliyesi’ni, İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı olan Rüstem Paşa Mahallesi’nde ziyaret edebilirsiniz.

Mimar Sinan’ın Ustalık Eseri ve Diğer Önemli Eserleri
Edirne Selimiye Camisi, Mimar Sinan’ın ustalık eseridir. Görenleri adeta büyüleyen Selimiye Camii, Sultan Sarı Selim tarafından yaptırılmıştı. Zarif minareleriyle, büyük kubbesiyle ve her detayıyla Mimar Sinan’ın ustalığının hangi boyutlara ulaştığını yakından görmek isteyenler, yapıyı Edirne’nin en güzel tepesinde Meydan Mahallesi’nde görebilir. Edirne’ye gitmeden önce, en büyük Mimar Sinan yapılarından olan; Kılıç Ali Paşa Camii, Atik Valide Camii, Sokullu Mehmet Paşa Camii, çıraklık eseri Şehzade Camii ve Zal Mahmut Paşa Camii’ni de görebilirsiniz.