Günün ilk ışıklarıyla canlanan yaşam, güneşin ağır ağır batmaya başladığı saatlerde dinginliği ve huzuru görsel şölenle karşılıyor. Gün batımının ufuk çizgisinde yarattığı sarı, pembe tonlar bazen doğanın, bazen de muhteşem bir kent silüetinin panoramasıyla buluşarak bizlere başka bir dünyanın kapılarını aralıyor. İşte bu nedenle, güneşin en güzel battığı şehirler gezginleri adeta büyülüyor. Bazen o renk cümbüşünü bir fotoğraf karesiyle yakalamak, bazen de o gizemli atmosferi gün batarken izlemek veya sevdiğinizle paylaşmak için güneşin en güzel battığı şehirleri keşfetmeye çıkabilirsiniz.
Nemrut Dağı’nda Gün Batımı
Adıyaman’ın simgesi Nemrut Dağı, kayalar üzerine inşa edilmiş dev kral heykelleri ile gün batımında ziyaretçilerine eşsiz bir manzara sunuyor. Adıyaman’ın Kahta ilçesi sınırları içerisinde yer alan Nemrut Dağı, 2150 metre yüksekliği ile yöreyi kuşbakışı izleyebileceğiniz en güzel noktalardan biri olma özelliği taşıyor.Hellenistik dönemden önemli izler taşıyan Nemrut Dağı, Kral 1. Antiochos tarafından yamaçlarına inşa edilmiş dev anıt heykeller ile tanrılara ve geçmişe duyulan minnettarlığı simgeliyor.Özellikle doğu terasında bulunan ve boyları 8-10 metreyi bulan kral ve tanrı heykelleri, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini alıyor. Dört farklı yönü de bu muhteşem anıtlarla donatılmış Nemrut Dağı, gün batımında meydana gelen ışık yansımaları sayesinde daha büyülü bir hale dönüşüyor.
Taş Mimarisi ile Kapadokya
Doğa, tarih ve gün ışığının birleşimiyle enfes bir atmosfer sunan Kapadokya, her yıl on binlerce turisti ağırlıyor. Coğrafi koşullar ve iklim olaylarının binlerce yılda şekil verdiği peribacaları, sadece doğa olaylarına değil; içerisinde bir yaşam oluşturan antik kentler ile de adeta canlı bir tarihe ev sahipliği yapıyor. Orta Anadolu’nun merkezinde kurulan, Toroslardan Doğu Karadeniz’e kadar geniş bir alana uzanan Kapadokya bölgesi; Uçhisar, Ürgüp, Göreme, Ihlara ve Derinkuyu gibi yerleşim alanlarını içinde barındırıyor. Volkanik taşların ilk çıktığında kolaylıkla işlenebilme özelliği sayesinde inşa edilmiş meşhur Kapadokya evlerini görmek için şehir turlarına katılabilirsiniz. Dilerseniz, günün farklı bölümleri içinözel aktiviteler de yaratabilirsiniz. Örneğin gün doğumundagerçekleştirilen balon turları ile taş işçiliğine dayalı geleneksel mimariyi seyredebilir; gün batımında değişen renkleriyle akşamı selamlayan peribacalarını ve dokusu ile öne çıkan Göreme Antik Kenti’ni fotoğraflama fırsatı yakalayabilirsiniz.
Kırmızının Her Tonuyla Göz Kamaştıran Ayers Rock
Ayers Rock, yurt dışıgezi rotalarında adı sıkça duyulmasa da, gün batımında oluşturdukları muhteşem manzara ile doğa tutkunlarını cezbeden destinasyonlardan biri. Uluru olarak da bilinen Ayers Rock, Avustralya’nın kuzey eyaletinde yer alıyor. Gün doğumu ve gün batımında koyu sarıya çalan toprak tonlarından turuncuya dönen, bazen de kırmızının koyu tonlarına doğru yönelen Ayers Rock, renk geçişleriyle enfes bir görsellik sunuyor. Yekpare bir kaya anıt görünümdeki bu doğa harikası, 550 milyon yıl önce oluşmaya başlayarak 348 metre yüksekliğe ulaşmayı başarmış. Ziyaretinize Uluru turistleri için düzenlenen geleneksel trekking turlarına katılarak başlayabilir veya deve safarisini deneyebilirsiniz. Gün batımında harika bir renk ziyafetini kaçırmak istemeyenlerdenseniz, tercihiniz gölgelik altında bir akşam yemeği ya da en azından uzun bir çay keyfi olabilir.
Matterhorn’da Güneş ve Buz Kristalleri
Gün batımını karla kaplı bembeyaz bir coğrafyada izlemek isteyenler için eşsiz güzellikte şehirler de bulunuyor. Avrupa’nın hemen ortasında, Alplerin yüksek zirveleriyle özdeşleşen İsviçre’de kolayca ulaşabileceğiniz Matterhorn bunlardan biri. Meşhur Toblerone çikolatalarının ambalajını süsleyen, kendi çevresinde dönerek sivrilen yüksek karlı zirveyi gözünüzde canlandırın: Matterhorn işte bu zirvenin adını oluşturuyor. Basel havalimanından arabayla yaklaşık 2,5-3 saat yol katederek ulaşabileceğiniz Zermatt şehri, Matterhorn’a en yakın yerleşim yeri olarak biliniyor. Aslında küçük bir kasaba olan Zermatt, aynı zamanda bir kayak merkezi olduğu için hem kayakçıların hem de dağcıların uğrak noktası oluyor. Bu muhteşem dokuyu gözlemlemek isteyen turistlerin akınına uğradığı dönemlerde oldukça kalabalıklaşan kasaba, aradığınızı bulabileceğiniz bir küçük kent görünümüne bürünüyor. Zermatt’an başlayacağınız bir tren yolculuğu ile ulaşabileceğiniz Matterhorn’da gün batımının yarattığı ışık kırılmalarını izleyebilirsiniz. Dağ yüzeyini adeta kristal parçacıklarıyla donatan buz mavisi kütleleri ile Matterhorn, seyrine doyum olmayan bir manzara sunuyor.