İtalya’nın Napoli körfezinde bulunan küçük Procida Adası, yeryüzündeki en renkli yerlerden biri olarak bilinir. Ayrıca; Avrupa’daki en fazla nüfusa sahip olan yerdir. Adada, yaklaşık olarak 10.000 kişi yaşamaktadır. Bu yüzden de Adanın trafiği Napoli körfezindeki tüm bölgelerden çok daha yoğun durumdadır. Buranın en belirgin özelliği eşsiz mimarisidir. Farklı renklerle boyalı olan cephelere sahip olan evler adayı ayrıca şirin kılmakta ve insanların ilgisini çekmektedir. Pastel renkli evler bir araya gelerek denizin koyu maviliğini daha da belirginleştirmişlerdir. Üstelik, bu evlerin dışında bulunan merdiven sayesinde birinci kattaki düzeni bozmadan ikinci kata çıkabiliyorsunuz. Özellikle sanatseverlerin ilgisini çeken Procida Adası, günümüze kadar çok sayıda ressamın, şairin ve yazarın ziyaret ettiği bir yer olmuştur.

Dünya’nın farklı yerlerindeki ressamların ilham verdiğini düşündükleri için çalışmaya bu adaya geldiğini biliyor muydunuz?

Procida’nın bir diğer özelliği ise ‘balıkçı adası’ olarak adlandırılmasıdır. Geçmişten günümüze kadar yerli halkın temel geçim kaynağı olmuştur. Sabah’ın erken saatlerinde kasabada oltalarını tamir eden bir sürü balıkçı görmeniz mümkün 😊 Üstelik; bölgenin gastronomi gelenekleri de bu yaşam biçimine göre şekillenmiştir. Hemen hemen her restoranda sayısızca balık ve deniz ürünleri ile ilgili seçenek bulunmaktadır.

Başmelek Mikail Manastırı, tarihi açıdan zengin olan Procida Adasının ana sembolüdür. Mimari açıdan büyük bir değer taşır ve Luca Giordano’nun 17. yüzyılda sergilenen paha biçilemez tabloları sayesinde daha da önem kazanmıştır.

Yürüyüş yapmayı sevenler için en popüler olan yer; Ada’nın başkenti yani Procida Liman Bölgesidir. Burada sporunuzu yapıp limandaki gemileri izlemenin keyfini sürdürebilir eğer tarihi yerlere merakınız var ise; Madonna Della Pieta kilisesini ziyaret edebilirsiniz. Bu kilise 17.yy’dan günümüze kadar orijinal haliyle ayakta kalması ve Barok mimarisinin çarpıcı bir örneği olmasıyla bilinir.

Yürüyüş sırasında hediyelik eşyalar satan ilginç dükkanlar veya marketler gözünüze çarpabilir. Turistler genelde hediyelik eşya ararlarken St Archangel Michael Manastırı’nı ziyaret ediyorlar çünkü etrafında hediyelik eşyaların satıldığı tezgahlar bulunmaktadır. El yapımı nakışlarla çeşitli kıyafetler satın alabilir ayrıca yerel olarak üretilen likörü, limoncello’yu satın alarak tatma fırsatı elde edebilirler.

Ayrıca; sokakların keyfini çıkarmanın en hızlı ve kolay yolu mikro taksiyle dolaşmaktır. 3 tekerlekten oluşan bu araç, sadece bu adaya özeldir. Sürücü, yolculuk sırasında adanın kültürü ve tarihi hakkında bilgilendirici konuşmalar yapmaktadır.

Doğayla iç içe bir tatil geçirmek isterseniz de Ada’nın doğu kesimlerine gitmeniz yeterli olacaktır. Geniş bahçeler ve üzüm bağları her yeri işgal etmektedir 😊 Procida adası ile bağlantılı olan Vivara adasına da menteşe köprü ile geçebilirsiniz. Burada da farklı renkte boyanmış konutları görmeniz mümkündür. Turistler arasında, tekne turları oldukça popülerdir.

Procida bu kadar şirin bir ada olmasına rağmen turistlerin gözde merkezleri arasında yer almaz. Bunun nedeni büyük otellerinin olmaması ve eğlence mekanlarından yoksun olmasıdır. Ancak, doğa yürüyüşleriyle, birbirinden güzel fotoğraflar çekinerek ve tarihi yerleri gezip bilgi sahibi olarak da güzel bir tatil geçirilebilir. Sizde renklerin hakim olduğu bu adayı daha yakından görmek isterseniz Procida otellerine göz atabilirsiniz.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu girin
Lütfen adınızı girin