Sinema filmleri rehberliğinde İtalya turu düzenlemeyi düşünür müydünüz? Alışılmış gezi rotalarından farklı olarak, İtalya gezinizi filmlere göre belirleyebilirsiniz. Emin olun, İtalya’nın bu kadar çok filme ev sahipliği yapması boşuna değil. İtalya’nın tarihi dokusu ve estetiği her zaman filmlere ilham kaynağı olmuştur. Çoğunlukla filmlerdeki romantik sahnelere mekân olmuş İtalya şehirlerini, sinemasal bir şekilde keşfetmek için buyurun yazıyı okumaya…
Roma: Roma’ya Sevgilerle
Az çok film izleyen biriyseniz, Woody Allen’ın şehirlere karşı zaafını bilirsiniz. Yönetmen özellikle romantik komedi türündeki başarılı yapımlarında, dünyanın ünlü metropollerini ana mekan olarak kullanmıştır. 2012 yapımı Roma’ya Sevgilerle filmini Roma’ya geziye gitmeden önce izleyerek şehrin sokakları ve yaşam kültürü hakkında çok şey öğrenebilirsiniz.
Roma geziniz için ilk durağınız, tıpkı filmin ilk sahnelerinde olduğu gibi Piazza Venezia Meydanı olabilir. Şehrin en işlek bölgelerinden biri olan bu meydan, aynı zamanda Roma’nın merkezi gibidir. Bu meydanda bulunan kavşaktan şehrin birçok bölgesine ulaşım sağlayabilirsiniz. Ardından ”Aşk Çeşmesi” olarak da bilinen dünyaca ünlü Trevi Çeşmesi’ne uğrayabilir ve bir ikon haline gelmiş bu sanat eserini keşfedebilirsiniz. İtalyanlar tarafından La Dolce Vita adı verilen çeşme, benzersiz tasarımıyla Roma’da mutlaka görülmesi gereken yapılardan biridir. Roma’nın tarihini keşfetmek için bir diğer önemli yapı olan Panteon ise Antik İtalya’nın en görkemli tapınaklarındandır. Panteon, özellikle geniş iç mekân atmosferiyle ilgi çeker ve pek çok turist tarafından ziyaret edilir.
Roma, özellikle moda dünyasının çok canlı yaşandığı bir şehirdir. İspanyol Merdivenleri’nin civarında pek çok giyim mağazası bulunur. Özellikle Via Condotti, Via delle Carrozze ve Via Borgognona gibi bölgelerde pek çok lüks kıyafet mağazası yer alır. Kıyafet alışverişine geniş bir bütçe ayırdıysanız, bu mağazaları ziyaret edebilirsiniz. Daha ekonomik bir alışveriş için birçok markayı bir arada toplayan Via dei Due Macelli’ye de uğrayabilirsiniz.
Venedik: Turist
Venedik, kimilerine göre romantizmin yaşanacağı en güzel şehirlerden biridir. Bu konuda onlara hak vermemek zor doğrusu. Venedik’i fon olarak kullanan pek çok film olsa da özellikle bir film, şehrin dokusunu tam manasıyla yansıtır. Başrollerinde Angelina Jolie ve Johnny Depp’in yer aldığı 2010 yapımı Turist filmi, muhteşem bir Venedik portresi sunar.
Filmde Johnny Depp’i Venedik binalarının çatılarında gezerken gördüğünüzde, şehrin muhteşem manzarasına hayran kalmış olabilirsiniz. Ama üzülmeyin, şehir aşağıdan da oldukça görkemli. Venedik için şahane bir otel arayışı içindeyseniz filmde tüm ihtişamıyla karşımıza çıkan Hotel Danieli’ni tercih edebilirsiniz. Filmde pek çok sahnede göreceğiniz Palazzo Pisani Moretta binasını ziyaret ederek de gotik mimarinin eşsiz bir örneğini keşfedebilirsiniz. Ayrıca Rialto Köprüsü’nün etrafında yer alan pazarlardan taze meyve, sebze ve balık satın alabilirsiniz.
Floransa: Mussolini ile Çay
Floransa, tıpkı Venedik gibi İtalya’nın tarihi öneme sahip şehirlerden. İtalya’ya varmadan önce Floransa’yı yakın takibe almak için Mussolini ile Çay filmini izleyebilirsiniz. Bu film, hem Mussolini dönemindeki İtalya’nın durumunu hem de Floransa sokaklarını muhteşem bir görsellikle sunar. Franco Zeffirelli tarafından yönetilen filmi izledikten sonra Floransa sokaklarını mutlaka görmek isteyeceksiniz.
Rönesans döneminden kalma pek çok yapıyı günümüze dek korumuş olan Floransa, sizde hem saygı hem sevgi uyandıracak. Floransa’da Signoria Meydanı’nı gezebilir, devasa kubbesiyle ünlü Floransa Katedrali’ni keşfedebilir veya Mercato Centrale Firenze bölgesinde alışveriş yapabilirsiniz.
Toscana: Kızgın Güneş
Toscana, pek çok büyük Hollywood filmine ev sahipliği yapmıştır. Ancak bunların arasından Toscana’yı en görkemli şekilde gösteren, 2003 yapımı Kızgın Güneş filmidir. Audrey Wells yönetmenliğindeki film, Toscana’yı çoğunlukla yumuşak bir gün ışığıyla, izleyenin içini ısıtan bir şekilde göstermiştir. Toscana bir film ile geçiştirilemeyecek kadar güzel bir şehir, o yüzden filmden sonra mutlaka gidip gezmek isteyeceksiniz.
Toscana’ya vardığınızda ilk olarak filmin geçtiği ana lokasyonlardan biri olan Montepulciano bölgesine uğrayabilirsiniz. Mutfağıyla öne çıkan Montepulciano’nun yıllanmış şaraplarını içmeden Toscana’dan asla ayrılmayın! Ayrıca Montepulciano’nun doğayla iç içe olan restoranlarına da uğrayarak, organik peynir gibi doğal şarküteri ürünlerini tadabilirsiniz. Toscana’nın bir diğer görülmesi gereken bölgesi ise Pienza’dır. Pienza, Toscana kırsalının muhteşem manzarasına sahiptir. Pienza’nın küçük ve sevimli restoranlarını veya kahvaltı mekânlarını, romantik planlarınıza dahil edebilirsiniz.