
Belçika’nın Brugge kenti, birçok masalsı filmin yönetmeninin ilham kaynağı olmuş bir yerleşim. Kült film haline gelmiş In Bruges filmini de izlediyseniz eğer, bu tarihi Masal Kenti Brugge keşfetmek adına güçlü bir istek hissediyor olmanız kuvvetle muhtemel.
Masal kenti Brugge‘u keşfetmek için Colin Farrel’ın filme yansıttığı karizması oldukça iyi bir sebep, ancak bunun yanı sıra bu tarihi kenti keşfetmeye iten birçok sebep mevcut. Bunların birkaçını sizin için bu yazımızda derledik.
Muhteşem Mimari
Tuğlayla örülmüş Orta Çağ yapıları, bu kentin Arnavut kaldırımları boyunca sıralanıyor. Bugünün teknoloji çağında neredeyse gerçek dışı bir mekânda olma hissi yaratan bu yerleşimin değeri, 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine girerek tescillendi. Bazı yapılarsa özel bir ilgiyi hak ediyor: Holy Blood Bazilikasını gezmek, çan kulesini tırmanarak nefes kesici manzarayı izlemek ve Loppem kalesinde Orta Çağ hissini yakalamak kesinlikle yapılacaklar listesine girmeyi hak ediyor.
Leziz Yemekler
Konu bira ve çikolataysa eğer, Belçika kesinlikle işini bilen ülkelerden, Brugge da bu konuda bir istisna değil. Bir bira müzesini de içerisinde barındıran De Halve Maan, çeşitli biraları tatmak için kesinlikle iyi bir seçenek. Bira tadımına ara vermek adına da lezzetli sokak wafflelarının veya kızarmış patateslerin tadına bakabilir, kentin en iyi çikolatacısı Dumon’da tatlı bir mola verebilirsiniz.
Tarihi Savaş Meydanları
Brugge birçok Orta Çağ savaşını, politik çalkantıları ve iki dünya savaşını atlatmış bir kent. Tüm bunlara rağmen kent sakinleri hayatlarına müthiş bir dayanıklık ve coşkuyla devam ediyorlar. Brugge’un hemen dışında, West Flanders isimli ve tarihi olarak büyük önem taşıyan bölge bulunuyor. Bu bölgede, Passchendaele isimli vahim savaşın yanı sıra ve 2. Dünya Savaşı esnasında da birçok çatışmanın yaşanmış.
Kolay Ulaşım
Kentin ulaşımı bile oldukça sevimli. Birçok at arabası kentin sokaklarında gezerken, tekneler su kanalı boyunca yavaş yavaş ilerliyor. Burada inanılmaz manzarayı deneyimlemek adına sıcak hava balonuyla ufak bir yolculuğa bile çıkabilirsiniz. Ya da yerlilerin yaptığı gibi, bir bisiklet kiralayarak kenti karadan keşfedebilirsiniz.
Müzeler
Brugge‘da müzelerin sayısı, neredeyse yaşayan bireylerin sayısını aşıyor. Groeninge Müzesi flaman sanatı konusunda oldukça eğiticiyken, Gruuthuse Müzesi ise eski bir sarayın dönüştürülmesiyle hayat bulmuş ve bir 18.yüzyılın giyotini de dahil olmak üzere birçok uygulamalı sanat eserini içerisinde barındırıyor. Daha hafif bir seçenek olaraksa Choco Story çikolata müzesi tercih edilebilir. Müzeleri bu kenti kesinlikle olduğundan da cazip hale getiriyor.