Amerika’yı ve New York’u ilk kez ziyaret ediyorsanız, tam size göre bir rehber hazırladık, çünkü biliyoruz ki bu şehir sizi şaşkına çevirecek ve tatiliniz sonrası ziyaret etmeyi unuttuğunuz yerler için pişman olacaksınız. New York rehberimizin ilk yazısı tabii ki Manhattan’ı konu ediyor.

Öncelikle bilmeniz gereken şey, Manhattan bir yarım ada. Son derece düzenli bir şehir planlaması olan bir bölge. Bölgeyi diklemesine ayıran geniş bulvarları ve bulvarlara dik sokakları var. Üstelik hemen hemen hepsi numara sıralı. Dolayısıyla adresi bildiğiniz sürece, nasıl gidebileceğinizi ve ne kadar uzaklıkta olduğunuzu bilmek çok zor değil. Yürümenizi tavsiye etsek bile, New York metroları da görülmesi gereken yerlerden birisi, dolayısıyla ilk günden metro haritası edinmeniz yararınıza olur.

Eğer tatilinizi Amerika Turu olarak satın aldıysanız bile, yazı dizimiz size önemli şehirlerde, boş zamanlarınızda yapmanız gereken en önemli şeyleri söyleyecek. Takipte kalmakta yarar var!

Empire State Binası

Çok klasik bir başlangıç belki ama Empire State’in tepesinden bütün Manhattan’ı ve hatta New York’u izleyebilirsiniz. Böylece hangi bölge ne tarafta bir fikir edinebilirsiniz. Gözlem katına çıktığınızda, hatırlamanız gereken tek şey, en tepesinde bulunduğunuz bina sadece 11 ayda inşa edilmiş, inanılması zor bir proje. Gözlem katına belli bir sayıda kişi alındığı için, sıraya girmeniz gerekiyor. En iyisi sabah 8-11 arasında Empire State’de hazır bulunmak. Biletleri online ya da gişesinden alabiliyorsunuz, aman dikkat önünde daha ucuza bilet sattığını söyleyen birileri sizi çevirebilir.

Central Park

“New York’a gelmişiz, ağaç mı göreceğiz” diye düşünebilirsiniz. Yanılırsınız. Central Park belki de tüm gün boyunca sizi heyecanlandıracak çeşitli etkinliklerle dolu, farklı insanlarla karşılaşabileceğiniz devasa bir park. Otelinizden alacağınız bir örtüye ya da banka kurulup, Central Park’ı ve insanları izlemek New York’ta yapabileceğiniz ve muhtemelen en keyif alacağınız etkinliklerden birisi.

Guggenheim Müzesi

Frank Lloyd Wright’ın bu inanılmaz tasarımlı binası, siz daha içindeki eserleri görmeden sizi etkilemeye başlıyor. İçinde Picasso, Manet ve Chagall gibi ünlü sanatçıların eserlerinin bulunduğu müze 5. cadde üzerindeki uğrak noktalarınızdan birisi olmalı…

Times Square Meydanı

Filmlerde gördüğünüz dev ışıklı tabelaların bulunduğu meydan, işte tam da burası. İki tarafında da önemli mağazaların olduğu bu dev meydana, sakın akşam 5-8 arası gitmeyin. Aynı zamanda ofislerin de yoğun olduğu bir bölgede olduğu için, iş çıkışı çok fazla insan oluyor ve mağazalara bile girebilmek oldukça sıkıntılı bir hal alıyor.

Grand Central Terminali

Her gün 750.000 kişinin geçtiği, devasa bir terminal. Devasa derken Apple Store’u da barındıran 60 mağazasını kastetmiyoruz sadece, Grand Central Terminali’nin tam 44 peronu var. Hem New York metrosunun farklı hatlarının bir araya geldiği, hem de şehirlerarası trenlerin durduğu bir nokta burası.

Çin Mahallesi

Manhattan genelinde mutfak kültürü homojen bir şekilde dağılmış durumda ama Çin yemeği yemek ve Çin-Amerikan kültürünü tanımak istiyorsanız bu mahalleye uğramanız gerekli. Hem Manhattan genelinden daha uygun fiyata alışveriş yapma şansınız var, hem de söylediğimiz gibi yemekler müthiş.

Greenwich Village

Manhattan’a gidip de, Friends dizisinin kahramanlarının oturduğu apartmanı görmeden olmaz. Çin mahallesinden kısa bir yürüyüşle varabileceğiniz Greenwich Village, mimarisiyle ve sokaklarıyla sizi cezbedecek. Bedford sokağı 90 numaralı apartman ise 10 sene devam eden Friends dizisinin en önemli mekanlarından birisi. Siz sormadan biz söyleyelim, ne yazık ki Central Perk gerçek değil.

Katz Delicatessen

Katz Delicatessen

Yemek demişken, birkaç özel tavsiye vermemiz lazım. İlki Katz Delicatessen. Özel ekmeklerin arasında saatlerce ağır mangal ateşinde pişmiş pastrami ve turşusu. New York deneyiminizin en olmazsa olmaz anlarından birisi olacak. “When Harry met Sally” isimli filmle tanıdığımız Katz, yıllar boyunca kendi lezzetini ve çizgisini koruyan mekanlardan. Dekorasyonunun bile değişmediği, lezzetin ise hep mükemmel olduğu ender yerlerden.

Totto

Manhattan’ın batısında yer alan Totto Ramen’e uğramak her zaman için iyi bir seçim. Erişte, değişik sebzeler ve nefis aromalar barındıran ramen çorbaları, gün boyunca ihtiyacınız olan enerjiyi tek öğünde almanızı sağlayacak.

Burger Joint

New York’a gitmiş birisine hamburger tavsiye etmek biraz zor, herkes kendi damak tadına uygun bir hamburgerciyi mutlaka bulur. Burger Joint’in ise özelliği, uğruna bir bölüm dizi çekilmiş bir hamburgerci. “How I Met Your Mother” dizisinin bir bölümünde, New York’taki en iyi hamburgercinin peşine düşüyorlardı. İşte burası orası. Le Meridian otelin lobisinin yanından geçiş yaptığınız, 10 kişinin belki sığacağı bu ufak dükkan New York deneyiminizin bir parçası olmalı.

New York tatilinizden sonra, unutamadığınız yerleri ya da restorantları bizimle paylaşır mısınız?

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu girin
Lütfen adınızı girin