
Şehir hayatının yoğunluğundan ve gürültüsünden uzak bir tatil geçirmek; yeni ve daha önce görmediğiniz yerlere seyahat etmek istiyorsanız, Türkiye’nin keşfedilmeyi bekleyen gizli cennetlerine göz atabilirsiniz.
Akdamar Adası (Van)
Üzerinde tarihi Akdamar Kilisesinin de bulunduğu Akdamar Adası, Anadolu’da bulunan sıra dışı mekanlar içerisinde yer alıyor. Kilise rölyeflerindeki kabartılar, Kutsal Kitapta bahsedilen ögeleri barındırması sebebiyle, ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Van Gölünde yer alan ve Orta Çağ dönemine ait önemli tarihi eserlere ev sahipliği yapan adaya ulaşım ise vapurlarla sağlanıyor.
Aynalıgöl Mağarası (Mersin)
Mersin ilinin Aydıncık ilçesine bağlı olan Aynalıgöl Mağarası, bir çobanın sürüsünü otlatırken tesadüf eseri içeriye girmesiyle keşfediliyor. Giriş ağzı denize bakan mağaradan basamaklarla inilerek ana girişe ulaşılıyor. Sarkıt ve dikitlerin sıkça bulunduğu mağara, içerisindeki havanın çok fazla değişkenlik göstermemesi nedeniyle yıl boyunca benzer bir ısıda kalıyor. Mağaranın sonunda bulunan göz alıcı göl ise, tıpkı bir aynaya benziyor.
Selimiye Kız Kumu Plajı (Marmaris)
Hem yerli hem de yabancı turistlerin son yıllarda ilgi göstermeye başladığı Selimiye Kız Kumu Plajı, eşsiz doğası ve sakin ortamı ile göz dolduruyor. Denizin belirli bölgelerine biriken kumullar sayesinde, deniz üzerinden yürüyerek geçilmesi mümkün oluyor. Muğla ilinde bulunan Kız Kumu Plajı, özellikle yaz aylarında huzur içinde dinlenmek isteyen tatilcilere hitap ediyor.
Karapınar Kumulları (Konya)
4000 hektara yakın bir alanı kaplayan Karapınar Kumulları, her ne kadar Türkiye’nin bazı bölgelerinde çölleşme olabileceğinin kanıtı niteliğinde olsa da, göz alıcı görünümü ile büyülüyor. Çok fazla kişi tarafından bilinmeyen kumullar, ülkemizin farklı ve alternatif turizm noktaları içerisinde yer alıyor.
Kaputaş Plajı (Antalya)
Türkiye’nin eşsiz koyları arasında yer alan Kaputaş Plajı, masmavi ve tertemiz denizi ile tatilini eşsiz bir yerde geçirmek isteyenler için mükemmel bir alternatif sunuyor. Üstelik, sadece İki yüz basamak inilerek, ana rotadan plaja ulaşmak mümkün oluyor.
Maçahel Yaylası (Artvin)
Yakın bir zamanda turizme açılan Maçahel Yaylası, içinde barındırdığı meyve ağaçlarının yanı sıra, gür ormanlar ve yaban hayatına ait hayvanlar ile kusursuz bir ekolojik örnek teşkil ediyor. Özellikle trekking sporu ile ilgilenenlerin tercih ettiği yayla, huzur ve sakinlik arayanlar için muazzam bir rota özelliği taşıyor.
Kuyucak Köyü (Isparta)
Lavanta tarlalarının bolluğuyla tanınmaya başlanan Kuyucak Köyü, özellikle yaz aylarında adından sıklıkla bahsettiriyor. Isparta ili gül üretiminde Türkiye de birinciliği elinde tutarken, şimdilerde lavanta da köylüler için ekstra geçim kaynağı oluşturuluyor. Fransa ovalarını aratmayan eşsiz lavanta tarlaları, güneş ve deniz turizmine alternatif bir seçenek sunuyor.