İmparatorların tutkulu rüyası, şairlerin, sanatçıların ilham kaynağı her tabakadan insanın umudu İstanbul. Binlerce yıllık kültürel miras, büyülü bir güzellik aynı zamanda… Her mevsimde, her zaman diliminde…
İstanbul’da Kışın Gezilecek Yerler listenizin başında yer alan dünyanın en büyük, tarihin ise en görkemli şehirlerinden birisidir. Katılacağınız İstanbul turu ile bu güzel şehrin görkemine tanıklık edeceksiniz. İstanbul otelleri ve gezilecek yerler açısından bitmek bilmeyen olanakları ve tüm güzellikleriyle sizleri bekliyor. Çantanızı da hazırladığınıza göre yola koyulmaya hazırsınız demektir. Peki, İstanbul gezinize nereden başlayacaksınız? Neresinden başlayıp neresinde duracaksınız? İki yakasını bir araya getiremeyeceğinize göre hangi yakadan yola çıkacaksınız? Hangi İstanbul otelleri konaklama mekanınız hangi restoranlar damak tadınız olacak? İşte sizin için hazırlanan öneriler. Durmayın, atın adımınızı yedi tepeli şehr-i İstanbul’a…
İlk durağınız Sultanahmet Meydanı
Sultanahmet, tarihi yarımadanın en görkemli eserlerine ev sahipliği yapıyor. Sizi karşılayan Sultanahmet Meydanı geçmişte Hipodrom ve At Meydanı olarak da isimlendirilmekte idi. Meydanı göğüsleyen iki muhteşem eserden birisi, İznik çinileriyle süslü iç mimarisinden dolayı Mavi Cami olarak da bilinen, Sultanahmet Camii. Cami altı adet görkemli minaresi ve 45 metreye erişen muhteşem kubbesi ile sizi ağırlarken hemen karşıda Ayasofya Müzesi 1500 yıla yaklaşan tarihiyle zamana meydan okuyor. Katedral olarak inşa edilen Ayasofya, görkemli kubbesiyle de biliniyor. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u feth etmesiyle camiye dönüştürülen tarihi mekanda Mimar Sinan’ın izlerini de görmeniz mümkün oluyor. Oldukça yakınınızda bulunan, Soğukçeşme Sokağı’nda yer alan, tarihi İstanbul evlerini ve Yere Batan Sarayı’nı da gezinize eklemelisiniz. Belki de suyun içinde yükselen görkemli sütunlar arasında Medusa’nın karşılamak için beklediği sizsinizdir. Sultanahmet, sevdiklerinize almak isteyeceğiniz hediyelikler ve hatıra eşyalar için de oldukça renkli yerlerden birisi olarak dikkat çekiyor.
Topkapı Sarayı, Gülhane Parkı, Saray Burnu
Topkapı Sarayı eşsiz mimarisi ve muhafaza ettiği kutsal ve tarihsel mirası ile heyecan verici bir eser. Topkapı’dan aşağıya doğru salınarak Gülhane Parkı içinde yapacağınız gezinti sırasında Nazım Hikmet’in sözünü ettiği ceviz ağacı ile karşılaşırsanız şaşırmayın. Hava soğuk, üşüdünüz biraz. Saray Burnu’nun denize nazır çay bahçelerinde içtiğiniz çay emin olun hem ellerinizi hem içinizi ısıtacak.
Karaköy
Cenevizliler’in mesken tuttuğu yerlerin en önemlisi olan Karaköy, eşsiz mimarisi ve iştahınızı kabartan lokantalarıyla, rotanızda mutlaka yer alması gereken noktalardan birisidir. Karaköy’den, Türkiye’nin ilk metrosuna binmek için 140 yıllık Tünel’e geçmeyi de unutmamalısınız. İndiğiniz yerden Galata Kulesi’ne geçmeniz ile birlikte Türkiye’nin en güzel manzaralarından birisini seyrederek Türk kahvenizi içme olanağı bulabilirsiniz. Kulenin ve kahvenin keyfini çıkardığınıza göre başka bir İstanbul’a adım atmak için kendinizi İstiklal’in kalabalığına bırakabilirsiniz.
Kapalıçarşı
Beyazıt Meydanı’nda yapacağınız kısa bir gezintinin ardından Kapalıçarşı’nın bedestenler ve hanlarla çevrili sihirli dünyasına adım atabilirsiniz. Halılar, kilimler, envai çeşit lokum,şeker ve atıştırmalıklar, kumaşlar, kıyafetler, büyük bir renk cümbüşü sizleri bekliyor.
