Son yılların yükselen seyahat trendlerinden olan hüzün turizmi, deniz-güneş-kum üçgeninden sıkılanlar ya da bilinen turistik destinasyonların dışına çıkmak isteyenlerin dikkatini çekiyor. Karanlık turizm, kara turizm, siyah turizm ya da keder turizmi olarak da bilinen hüzün turizmi trajedilerin yaşandığı yerlere yapılan geziler olarak tanımlanabilir. Felaketlerin yaşandığı şehirler, görüntüsüyle korkutan şatolar, zindanlar, mezarlıklar, tuhaf ritüeller, korku filmlerinin çekildiği mekanlar ya da savaş bölgeleri hüzün turizminin ana noktalarını teşkil ediyor. Farklı bir deneyim yaşamak isteyenlere,  tüm merak edilenleri ile dünyadan ve Türkiye’den hüzün turizmi rotaları.

Dünyadaki En Popüler Hüzün Turizmi Rotaları

  • Auschwitz Toplama Kampı, Polonya 

İkinci Dünya Savaşı sırasında, Nazi toplama kamplarının en büyüğü olarak kurulan, Polonya’nın Birkenau köyünde bulunan Auschwitz toplama kampı yaşanmış korkunç bir trajediyi hepimize hatırlatmak ve insanoğlunun ne kadar vahşi olabileceğini gösterip utanmamızı sağlamak için bekliyor. Tarif edilemez acıların yaşandığı, çoğu masum insanın akıl dışı bir ideoloji uğruna işkence edilerek öldürüldüğü, hüzün dolu bir yer. Kapısında yazan “Arbeit Macht Frei” yani “Çalışmak Özgürleştirir” yazısına istinaden oraya toplanan yüz binlerce Yahudi’nin ağır koşullarda çalıştırıldığı ve çalışamayacak duruma geldiklerinde de gaz odalarında öldürülüp, fırınlarda yakıldığı bir mekan. Hala duran barakaları, öldürülen insanların şahsi eşyalarını görebileceğiniz ve o ruhların acısını iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir destinasyon. Eğer sizde orayı görmek ve o zamanki duyguları biraz olsun hissetmek isterseniz Polonya otellerini araştırabilirsiniz.

  • Pompei, İtalya

M.Ö. 79 yılında, “Tanrıların Gazabı” adı verilen Vezüv yanardağının patlaması sonucu tamamen yok olan bir şehir Pompei. İtalya’nın Campania bölgesinde, Napoli iline bağlı Roma yakınlarında yer alıyor. Edepsizliğin şehri olarak da bilinen Pompei’nin Tanrı tarafından cezalandırıldığına ve o yüzden tüm şehrin içindekilerle birlikte küle dönüştüğüne de inanılıyor. Günlük hayatlarını yaşarken, bir anda taşlaşmış ve külle kaplanmış insanların cesetlerini görebileceğiniz Pompei, ürkütücü atmosferi ve doğanın karşısındaki acizliğimizi vurgulayan hikayesiyle hüzün turizminin popüler yerleri arasına giriyor.

  • Çernobil, Ukrayna 

Ukrayna’nın Çernobil kentinde 26 Nisan 1986’da meydana gelen nükleer santral patlamasından sonra, olayın yaşandığı bölge çevresindeki Pripyat kenti hayalet bir şehre dönüşmüş. Patlama sebebiyle 7 bin kişinin, patlamanın yaydığı radyasyon sebebiyle ise 140 bin kişinin hayatını kaybettiği, etkilerinin uzun yıllar boyunca devam ettiği ve hala daha yayılan radyasyonun sıfırlanamamış olduğu, insanoğlunun kendi elleriyle yarattığı bir felaket bölgesi. Binlerce insanın öldüğü, doğanın tamamen katledildiği, ancak 20 bin sene sonra tekrar yaşanabilecek hale gelecek olan felaket bölgesini sadece özel turlarla, boynunuzda radyasyon ölçen aletlerle ve izin verilen kısıtlı bir bölgede gezerek yapabiliyorsunuz. Kendi gözlerinizle bu felaketin izlerine tanıklık etmek isterseniz, Çernobil’i hüzün turizmi rotanıza ekleyebilirsiniz.

Dünyadaki diğer hüzün turizmi rotaları ise Kamboçya’daki ölüm tarlaları, Japonya’daki Hiroşima ve Fukuşima şehirleri ile intihar ormanı, Berlin Duvarı ve Meksika’daki oyuncak bebek adası olarak sıralanabilir.

Türkiye’deki En Popüler Hüzün Turizmi Rotaları

  • Kapalı Maraş, Kıbrıs

1970’li yılların başında, Akdeniz’in en gözde ve lüks tatil yeri olan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne bağlı Gazimağusa şehrinin bir mahallesi Maraş. Marilyn Monroe’dan Sophia Loren’e dek pek çok dünyaca ünlü ismin uğrak noktası, sosyetenin göz bebeği. Sokaklarında son model otomobillerin cirit attığı ve dünyanın ilk 7 yıldızlı oteline ev sahipliği yapan bir yer iken, 1974’te bir sabah, İkinci Kıbrıs Harekatı sırasında, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından el konuluyor ve o zamandan beri bir hayalet şehir. Girişi tamamen yasak olan bu sır dolu kente yapılan hüzün turizmi bölgenin içini değilse de civarını gezebileceğiniz, hikayesini öğrenip, sırlarını anlamaya çalışabileceğiniz ve Kapalı Maraş’ı tanıyabileceğiniz bir rota.

  • Sinop Cezaevi, Sinop

4000 yıl önce inşa edilmiş olan kale surlarının ardına kurulmuş ve 14. yy’dan bu yana zindan olarak kullanılan bir mekanın, 1887 senesinde resmi zindana dönüştürülmesi ile 1999 senesine kadar pek çok hükümlünün kaldığı bir yer Sinop Cezaevi. 1999 senesinden beri müze olarak kullanılan hapishane, tarihinin çok eskilere dayanması ve çileli kişilere yaşamının son yıllarında ev sahipliği yapmış olması ile pek çok gizemli hikayeyi ve ürkütücü olayları bünyesinde barındıran bir yer. Sabahattin Ali ünlü “Hapishane” şiirini burada yatarken yazmıştır. Sinop otellerinde konaklayarak sizde bu tarihi müzeyi gezebilirsiniz.

Türkiye’deki diğer hüzün turizmi rotaları ise Gelibolu Anzak Koyu ve Şehitler Anıtı, Kayaköy, Anıtkabir, Çatalca Mübadele Müzesi, Dolmabahçe’de Atatürk’ün vefat ettiği yer ve Gelibolu Tarihi Milli Parkı olarak sıralanabilir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu girin
Lütfen adınızı girin