Fransa’nın güneydoğusunda, Marsilya ve Paris’ten sonra ülkenin üçüncü büyük şehri çıkar karşımıza: Lyon. Lyon Auvergne-Rhone-Alpes bölgesinin başkentidir. Güzelliğinin yanında, iş, sanayi dünyası ve ipek üretimi için de oldukça önemli bir merkezdir. Şehir aynı zamanda muhteşem yerel tatlarıyla “Gastronominin Başkenti” unvanını almıştır. Lyon Paris’e 470, Marsilya’ya 320 kilometre uzaklıktadır. Roma ve Bizans dönemine ait inanılmaz tarihi yapılarıyla Lyon, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne de adını yazdırmayı başarmıştır.
Lyon’un Tarihi
Tarihi, Roma İmparatorluğu’na kadar uzanan şehir İlk Çağ’da Kavimler Göçü’nden kaçan pek çok göçmene ev sahipliği yapmıştır. Muhteşem tarihi dokusunu günümüze kadar korumuş olsa da Fransız Devrimi’nde karışıklıklara sahne olduğundan ve devrim sırasında kuşatıldığından bu doku oldukça hırpalanmıştır. Şehir Ortaçağ sonlarında ekonomik ve kültürel canlılığıyla önemli bir Rönesans merkezi haline gelmiştir. 17. yüzyıla doğru Avrupa’nın ipek işletme merkezi olmuştur. İlk matbaası 1473’te, yani oldukça erken bir tarihte kurulan Lyon, çok geçmeden basım dünyasında Avrupa’nın önde gelen kentleri arasına girmiştir.
Sosyal ve Kültürel Yapısı
Yazının başlarında da bahsettiğim üzere Lyon gastronomi şehridir ve her gidenin kesinlikle uğraması gereken restoranlara ev sahipliği yapar. Şehrin futbol takımı da dünyada oldukça sevilen bir takım olan Olympique Lyonnais’tir ve stadyumu Işıklar Stadyumu olarak bilinir. Işıklar demişken, şehrin en önemli etkinliği olan Işıklar Festivali’ni de unutmamak gerekir. Kışın düzenlenen Işıklar Festivali şehrin en popüler etkinliğidir. Bu festival dolayısıyla şehir aynı zamanda Işıkların Başkenti olarak da anılmaktadır. Sinema tarihinin önemli isimlerinden Lumiere Kardeşler de Lyon’da yaşamıştır.
Lyon etkinlik ve kültür keşfi açısından oldukça hareketli bir şehirdir diyebiliriz kısaca. Bu cıvıl cıvıl kente uğramadan önce etkinlik takvimini yoklamanızı tavsiye ederim.
Peki Nereleri Gezip Görmeli?
Özellikle daha önce Paris’i ziyaret ettiyseniz, Lyon sizlere biraz küçük gelebilir. Fakat buna sakın ola aldanmayın; Lyon bir çok turistik bölgeye, kesinlikle görülmesi gereken birçok müzeye ve yapıya sahiptir. Şehri rahatça gezip görmek içinse üç gün yeterli olacaktır diyebilirim, fakat bana kalırsa şehri gördükten sonra burada üç günden fazla kalmak isteyeceksiniz.
Vieux Lyon
Fransızca ismiyle Vieux Lyon, yani Eski Lyon, şehrin en güzel bölgesi bana göre. İsmine yakışır eski ve rengarenk yapılara sahiptir Vieux Lyon. Oldukça tatlı bir görsel şölen sunan bölge üç bölüme ayrılıyor: St. Paul, St. Jean, St. Georges. St. Jean caddesinde bulunan meşhur St. Jean Katedrali’ni ve St. Paul Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
La Basilique Notre Dame de Fourviere
Lyon’un Eiffel Kulesi diyebiliriz bu bazilikaya. Bu yapıyı Lyon’un birçok noktasından görebilmeniz mümkün. Şehre en tepeden bakan bazilikadan Lyon’un panoramik manzarasını izleyebilirsiniz. Buraya füniküler yardımıyla ya da yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Place de Terraux
Turistlikten biraz sıyrılıp insan içine karışayım, şehrin tadını çıkarayım diyorsanız Place de Terraux’u kesinlikle es geçmeyin. Hem görsel açıdan şahane hem de eğlenceli hareketliliğe sahip bu meydanda Avrupa’da olduğunuzu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Bu meydana gelmişken Güzel Sanatlar Müzesi, Lyon City Hall ve Bartholdi Çeşmesi’ni gezip görmeyi de unutmayın.
Lyon Güzel Sanatlar Müzesi
Hazır lafı geçmişken Güzel Sanatlar Müzesi’nden bahsedelim. Müze dönem dönem ve ressamların ülkesine göre bölge bölge kategorilendirilmiştir. Müzede Mısır ve Orta Doğu’dan; Fransız, İtalyan, İspanyol ve Flemenk ressamlardan inanılmaz eserler sergilenmektedir.
Opera De Lyon
Place de Terraux’nun hemen arkasında bulunan Place de La Comedie’de bulunuyor Opera de Lyon. Hem mimarisiyle hem de inanılmaz etkinlik programlarıyla şahane bir yapı olduğunu söyleyebilirim.
Place Bellecour
Bu güzel ve yine oldukça hareketli meydan, Fransa’nın üçüncü Lyon’unsa en büyük meydanı. Meydan protesto gösterilerinin de buluşma noktası. Place Bellecour kışın buz pateni alanı olarak kullanılabiliyor, yazınsa meydana dönme dolap kurulabiliyor.
Parc De La Tete d’Or
Fransa’nın en büyük parkı olan Parc de la Tete d’Or, şehri en iyi yansıtan yer diyebilirim. Hafta içinin iş güç yorgunluğu içinde bile herkesin yüzünde neşe görebileceğiniz, mutluluğu dolu dolu yaşayabileceğiniz bu parka, Lyon’un huzur dolu yapısına daha içten şahit olmak için kesinlikle uğramalısınız.
Benim Lyon’da en çok beğendiğim yerler buralardı ancak ziyaret etmenizi kesinlikle tavsiye ettiğim diğer yerler:
-Musee d’Art Contemporain de Lyon
-Musee des Confluences
-Fresque des Lyonnais
Lyon’da Ulaşım
Öncelikle yürümeyi sevenlere müjdeyi vereyim: Lyon’da bir çok yere yürüyerek ulaşmanız mümkün. Ayrıca ulaşım ağı da gayet güzel. Havaalanından şehre ulaşmak için Rhonexpress’i kullanabilir ve yarım saat içinde şehre ulaşabilirsiniz. Şehirde metro, otobüs, tramvay, füniküler kullanarak rahatça gezebilirsiniz. Lyon’da ulaşım için bisiklet kullanımı oldukça yaygın ve pek de keyifli.