
Çoğu kişinin sadece havaalanına verdiği ismiyle bildiği Sabiha Gökçen, sadece Türkiye’de önemli biri olmakla kalmamış, dünya tarihine de geçmiştir. O, dünyanın ilk kadın savaş pilotudur.
Bu muhteşem kadının hayatını öğrenmek istemez misiniz?
Zor bir çocukluktan kurtuluş ve Atatürk’le tanışma
21 Mart 1913 yılında dünyaya gelen Sabiha, erken yaşta anne ve babasını kaybedince abisi tarafından büyütülmeye devam eder. Hem yetim, hem öksüz kardeşlerin hayat şartları oldukça zordur. Sabiha 12 yaşındayken, Atatürk Bursa’ya ziyarete gelir. Bunu fırsat bilen küçük kız bir şekilde Atatürk’e ulaşmayı başarır ve okumak istediğini iletir. Atatürk bu hevesli miniğe kayıtsız kalmaz; abisinden izin alarak Sabiha’yı evlat edinir ve beraberinde Ankara’ya getirir. Böylece Sabiha’nın çok istediği eğitim hayatı en iyi okullarda devam etmek üzere başlar.
Havacılık merakı ve başlangıç
1934’te soyadı kanunuyla birlikte Atatürk, Sabiha’ya Gökçen soyadını uygun görür ve belki de kariyerinin ilk adımlarını atmasına destek olur. Nitekim 1935 yılında planör gösterilerinden çok etkilenen Sabiha havacı olmaya karar verir. Aynı yıl Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu’na girer ve yüksek planörcülük brövelerine sahip olur. Daha sonra ise tek kız öğrenci olarak Kırım’a gider ve Koktebel Yüksek Planör Okulu’nu başarıyla tamamlar. İlk uçuşunu 1936 yılında özel üniformasıyla Eskişehir Havacılık Okulu’nda yapar. Okulun ilk ve tek kız öğrencisi olabilmesini Atatürk’e borçludur.
Savaş uçağında bir kadın!
1937’deki Dersim ayaklanması Sabiha Gökçen’in tarihe geçmesini sağladı. Ayaklanmayı bastırmak için oluşturulan hava kuvvetlerin Sabiha da katıldı ve tarihin ilk kadın savaş pilotu oldu. Başarıyla tamamladığı bu görev sayesinde kendisine sadece unvan değil, aynı zamanda İftihar Madalyası verildi. Aynı yıl, Hatay’la ilgili bir yemekte Atatürk’ün izniyle Fransız komutana gözdağı vermek için havaya ateş etti, tutuklanarak hapis yattı. Bir gün sonra özgür kaldı, ancak bu hareketiyle ne kadar vatansever ve ne kadar gözü kara olduğunu tüm dünyaya duyurmuş oldu.
Başarılara doymuyor
Ankara’ya gelen Balkan Paktı üyeleri, Sabiha Gökçen’le tanışmaktan onur duydu ve kendisini uçakla başkentlerine davet etti. Kalbi havacılıkla çarpan Sabiha, işte o an uçakla Balkan Turu yapmayı kafasına koydu. Bu cesur kadın, 1938 yılında yanına kimseyi almadan, tek başına 5 gün süren turu tamamladı. Vultee tipi bir uçakla Atina, Sofya, Belgrad ve Bükreş’e gitti, oradayken Yugoslav Genelkurmay Başkanı tarafından “Beyaz Kartal” nişanıyla ödüllendirildi. İstanbul’a dönüşünde ise hem yerel hem dünya basınının ilgisini çekti. Balkan Turu sonrasında Sabiha Gökçen’e “göklerin kızı” yakıştırması yapılmaya başlanmıştır.
Ve maalesef askeriyeye veda
Orduda kalmayı ve görevine devam etmeyi çok isteyen Sabiha Gökçen, maalesef Atatürk’ün ölümünden sonra ayrılmak zorunda kaldı. Çünkü o yıllarda kadınların askeriyede görev alması yasaktı. Ancak uçaklardan kopmak istemeyen Sabiha Gökçen askerlik mesleğini bıraktı ve Türkkuşu Uçuş Okulu’nda başöğretmen olarak nice pilotlar yetiştirmeye devam etti. Ayrıca 1953 ve 1959 yıllarında ABD’ye Türk kadınının gerçek yüzü olarak giderek ülkemizi gururlandırdı.
Son yıllarında hayatının en büyük ödüllerine sahip oldu. 1991’de Uluslararası Havacılık Federasyonu’nun sadece üstün başarılı havacılara verdiği FAI altın madalyasını aldı ve 1996’da Amerikan Hava Kurmay Koleji’nin mezuniyetindeki Kartallar Toplantısı’nın onur konuğu olarak “dünya tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri” seçildi. Sabiha Gökçen, dünyada bu unvana sahip olan ilk ve tek kadın pilottur.
Sabiha Gökçen, 88 yaşında hayatını kaybetti. Geride imrenilecek bir kariyer, tarihe geçen bir isim ve kadınlara “asla pes etme” diyen gülümsemesini bıraktı. Şanssız bir çocukluktan tarihin sayfalarına uzanan hayatıyla Sabiha Gökçen, tüm dünyaca tanınan kişilerinden biri oldu.