Filmlere ve romanlara her dönem ilham kaynağı olan Fas uçsuz bucaksız çölleri, kumsalları, mimarisi ve tarihiyle hemen her gezginin “mutlaka gidilecekler” listesinde bulunur. Arap ve Avrupa kültürünün olağanüstü senteziyle harmanlanan Marakeş ile rüya şehir olarak adlandırılan Kazablanka’yı siz de Fas turları ile keşfe çıkabilirsiniz.
Afrikalıların, Arapların ve Berberilerin bu coğrafyada çok renkli ve bir o kadar da batılı bir profil çizmelerinden dolayı Fas, bilindik Orta Doğu Arap ülkelerinden oldukça farklıdır. Belki de bu nedenle “Batıdaki yer” anlamına gelen “El-magrib” denir buraya.
Tütsü Kokulu Şehir Marakeş
Kuzey Afrika’nın tütsü kokulu şehri Marakeş‘e adımınızı attığınız andan itibaren hissedeceğiniz ilk şey, “tarihin başka bir döneminde” bulunduğunuz duygusu olacaktır.
Bu duyguyu en fazla yaşayacağınız yer Djemaa El-Fna (Cema ül Fena) yani Kıyamet Meydanı, ismini sonuna kadar hak eden bir meydan. Döndüğünüzde arkadaşlarınıza Fas’a dair anlatacağınız en fazla malzeme buradan çıkacaktır. Sokaklar ve pazar meydanları “Cillabe” denen bol kapüşonlu giysileri giymiş satıcılarla doludur. Yılan oynatıcılar, uyuşturmadan kerpetenle diş çekenler, sokak dansçıları, hokkabazlar ve daha birçok sıra dışı figür adeta doğal bir film setini andırır.
Kışın en fazla 20 dereceye düşen sıcaklığı ve yılın neredeyse 12 ayı güneşli olması nedeniyle hiç düşmeyen bir ivme ile çok sayıda turist ağırlayan Marakeş, Fas‘ın turistik merkezi konumundadır.
Marakeş turu ile kenti keşfetmeye başladığınızda dikkatinizi, 12. yüzyılda inşa edilen aynı anda binlerce Müslümanın ibadet edebildiği devasa yapısıyla Koutoubia Camii’nin minaresi çekecektir. Şehrin en yüksek yapısı olması sebebiyle yolunu kaybedenler için dev bir pusula görevi gören Koutoubia Minaresi için “şehrin sembolü” denebilir.
Olağanüstü Yerel Tatlar ve Otantik Eşya Cenneti
Marakeş’in gezilecek en önemli yerlerinden biri de Bahia Sarayı’dır. 19. yüzyılda dönemin sultanının kendisi ve haremi için yaptırmış olduğu saray, her ne kadar sultanın ölümünden sonra yağmalanmış olsa da, Fas mimarisinin zevkli detaylarını, emek harcanmış motiflerini incelemek ve dönemin etkileyici atmosferini koklamak için görülmeye değerdir.
Kapalıçarşı’yı andıran ve “souk” adı verilen Eski Çarşı’da ucuz ve çok çeşitli yerel ürünleri bulmanız mümkündür.
Uzun yıllar Fransız sömürgesi olarak kaldığı için ülkede ikinci dile Fransızca’nın hakim olduğu gerçeği Marakeş’te de geçerli. Eğer Fransızca konuşuyorsanız, müthiş işçiliğe sahip derileri, olağanüstü yerel tatları ve otantik eşyaları pazarlık sonucu daha da ucuza edinebilirsiniz.
Atlantik’in Koynundaki Melez Güzel: Kazablanka
Vizesiz gidilebilen ülkeler arasında yer alan Fas’ın rüya kenti, Hollywood’un ilham kaynağı Kazablanka, aynı zamanda ülkenin ekonomik olarak en önemli merkezidir.
Kentin en dikkat çekici sembolü, eski kral II. Hasan zamanında inşa edilen II. Hassan Camii’dir. Önündeki dev meydanda aynı anda 105 bin kişinin ibadet edebileceği şekilde tasarlanan caminin minaresi, dünyadaki en yüksek minare ünvanını taşır.
Kazablanka ismi her ne kadar 18. yüzyılda İspanyol tüccarlar tarafından verildiyse de, uzun yıllar Fransız sömürgesi olmasından dolayı kentin modern yüzünde ve mimari yapılarında Fransa’nın izlerini görmek mümkündür. Atlantik Okyanusu kıyısında bulunan Kazablanka’nın Kordon Boyu denen bölgesi, hem yumuşak iklimi hem de coğrafi yapısı sebebiyle su sporları, yürüyüş ve golf meraklıları tarafından da tercih edilir.
Palmiyeli sokaklarıyla Atlas Okyanusu’nun önüne sere serpe uzanan Kazablanka, Eski ve Yeni Şehir olarak ayrılır. Yeni Şehir’in merkezi olan Habus bölgesinde ağırlıklı olarak Arap mimarisi dikkat çeker. Royal Palace isimli lüks sarayın yakınında bulunan Habus bölgesi aynı zamanda modern, yeşil yaşam alanlarıyla uluslararası markalara ev sahipliği yaparak kentin modern yüzünü yansıtır.
