Dünya’nın romantik ancak karışık kenti, belki de karışık duyguların kenti mi desek? Avrupa’nın en çok göç alan şehri bir yandan da romantik olabilir mi? İşin içinde Fransızlar varsa her şey mümkün.

Efendim Fransız kültürü, kulağa şiir gibi gelen dili falan demeyeceğim ya da klasik şarap üzüm bunlarla laf kalabalığına gerek yok.

Neresinden bakarsanız bakın bir elektrik ya da telefon direğinin epey büyüğü gibi duran bir kule nasıl olur da kuşaklar boyu ilginin merkezi olabilir?

Bakın yapıldığı yıllardaki bazı eleştirileri yazmak isterim.

Sanat dünyasının da Eyfel Kulesi’nin yapıldığı yıllarda bu yapı için “trajik bir sokak lambası, devasa iskelet, fabrika bacası” gibi benzetmelerde ve ince imalarda bulunduğu yıllardan en çok özçekim yapılan, dünya alanı ödüllü bir kuleye dönüşmek.

Fransız şair Verlaine, dev yapının şehri “çirkinleşmeye” mahkûm ettiğini söylemişti. Sizin fotoğrafınız var mı önünde sahi? Bundan hiç rahatsız olmayın ne olur Adolf Hitler bile çektirmiş fotoğraf.

Peki Eyfel Kulesi neden yapıldı?

Dünya’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Paris, kendisini tanımlayan benzersiz özellikleri nedeniyle sürekli olarak kutlanmaktadır. Aşk, ışık ve kruvasanların yanı sıra binalarının kendine özgü güzelliği ile de ünlüdür. Kimisine göre karışık, kimisine göre muhteşem bu şehir büyüleyici Art Nouveau girişlerinden ruhani Gotik katedrallerine kadar başkent, Fransız mimarisini en iyi şekilde sergiliyor. Peki bu sayılan eserlerin yanı sıra elbette ön planda olan ikonik Eyfel Kulesi nerede?

Çoğu kişi Eyfel Kulesi’ni Paris’in resmi olmayan amblemi olarak tanıyacak olsa da pek çoğu onun eşsiz tarihinin ve tartışmalı başlangıçlarının farkında değil. Burada, 125 yılı aşkın bir süredir şehrin tepesinde duran türünün tek örneği yapının ardındaki hikâyeyi keşfediyoruz ya da bir soruyla devam etmek gerekirse “Keşfedelim mi?”

Eyfel Kulesi neden inşa edildi?

Fransız mimar ve mühendis Alexandre-Gustave Eiffel’e ait bir firma olan Eiffel et Compagnie, 1889’da Exposition Universelle (Dünya Fuarı) için demir bir kule tasarladı ve inşa etti. Tabii tek katılımlı bir seçim değildi; malum Fransa’da demokrasi o yıllarda da vardı.100’den fazla giriş arasından seçilen kule için dünyanın dört bir yanından insanların tiyatro ve müzik gösterilerinden yenilikçi icatlara ve bilimsel bulgulara kadar her şeyi içeren avangart cazibe merkezlerini deneyimlemek için bir araya geldiği etkinliklere giriş görevi görecek kararı verildi. O zamanlar bile tartışılan kararda şike bile var dendi.Eyfel Kulesi’nin temel tasarımı, Eiffel et Compagnie mühendisleri Maurice Koechlin ve Émile Nouguier tarafından Eiffel’e tanıtıldı. “Temelde birbirinden ayrı duran ve üstte bir araya gelen, düzenli aralıklarla metal kafes kirişlerle birleştirilen dört kafes kirişten oluşan büyük bir pilon” hayal ettiler ve şirket sahibi, büyük patron Eiffel son dokunuşlarını yaptıktan sonra – daha sonra yapmadığını itiraf etti- konseye bu tasarımı sundu. Bu benzeri görülmemiş estetik, Koechlin tarafından 1884’te erken bir eskizde tasvir edildi: Eiffel, vizyonlarını geliştirmeyi kabul etti. Kulenin imza kemerlerini tasarlayan Koechlin, Nouguier ve Stephen Sauvestre dahil olmak üzere üst düzey mühendis ve mimarlardan oluşan bir ekiple birlikte dövme demirden yapılmış üç seviyeli, 300 metrelik bir kule tasavvur etti.Eiffel, mühendislik becerilerini sergilemenin yanı sıra Dünya Fuarı başlangıcından 100 yıl öncesindeki Fransız Devrimi’ni kulesiyle anmayı da amaçlıyordu; yani tam anlamıyla kazan kazan projesi.Bu nedenle Eiffel için yapı bir girişten çok daha fazlasıydı: “Fransa’nın minnettarlığının bir ifadesiydi.” Bir şükran kulesi, kimin aklına gelebilirdi ki? ResepsiyonEiffel’in fuar tasarımına onay verilirken halkın bir kısmı onun benzeri görülmemiş tasarımına katılmadı. Sanat ve mühendislik arasındaki çizginin bulanıklaşma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasından korkan mimarlar, sanatçılar, besteciler, yazarlar ve “Paris’in şimdiye kadar el değmemiş güzelliğinin tutkulu adanmışları” ndan oluşan bir protesto grubu oluşturuldu. 1887 yılının şubat ayında bir dilekçe yazıp sundular (uygun bir şekilde Mösyö Eiffel Turu veya “Bay Eyfel Kulesi’ne Karşı Protesto”) adlı bir dilekçe verdiler; ancak çok geç kaldılar -inşaat ocak ayında çoktan başlamıştı- onay verilmişti. Exposition Universelle’den Sonra Eyfel KulesiBaşlangıçta Eyfel Kulesi, 20 yıl sonra yıkılacak olan geçici bir kurulum olarak tasarlanmıştı; ancak eserini kurtarmayı uman Eiffel, kulenin bir telsiz telgraf istasyonu olarak kullanılmasını önerdi. Neyse ki konuşması işe yaradı ve kule, Paris’in kalıcı bir armatürü haline geldi. Tabii buna da karşı çıkıldı. Malum Paris’i kapatan bir çirkinlik olarak adlandırdı grup projeyi.Yapıldığı günden bu yana tartışılmak mı yapıyı güçlendirdi, yoksa zaten çok mu çarpıcı bilmiyorum; ancak bildiğim tek bir şey var ki: “Gezginim” diyen herkesin Eyfel önünde fotoğrafı olduğu gerçeği.Yazının başında bir Adolf Hitler dedim bunu da söyleyeyim.

Adolf Hitler, Almanya’nın Fransa’ya karşı kazandığı zafer sonrası Paris’e gitti büyük bir iştahla. Planında Paris’in simgesi olan Eyfel Kulesi’ne çıkmak olsa da çıkamaması için asansörün halatları kasıtlı olarak kesilmişti. 1700’ü aşkın basamağı çıkmayan Hitler için “Paris’i ele geçirdi ama Eyfel’i ele geçiremedi” söylemleri gündeme gelmişti ama önündeki fotoğraftan geri kalmadı.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu girin
Lütfen adınızı girin