Adacıkların köprüler ile birbirine bağlanmasıyla oluşan Venedik, kanalları ve tarihi dokusuyla İtalya‘nın en gözde şehirleri arasındadır. Genellikle su üstünde giden gondollarla ulaşımın sağlandığı sularla kaplı bu kent, yeryüzünde görebileceğiniz ender güzelliklere sahiptir. Her sokağından rengarenk kostümleri ve maskeleriyle insanların çıkarak masalsı bir atmosfer yarattığı İhtişamlı Kostümleri ve Maskeleri ile Venedik Karnavalı seyahat severlere unutulmaz bir tatil yaşatır.
Her sene düzenlenen Venedik Karnavalı ihtişamlı kostümleri ve maskeleri ile ünlüdür. Bu yıl 30 Ocak – 9 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek karnavalın geçmişi ise 13. yüzyıla dayanmaktadır. Karnavalın başlangıcının hangi olaya dayandığı tam olarak bilinmese de, bir rivayete göre Venedik nüfusunun yarısının ölümüne sebep olan bir veba salgınının yaşandığı yıllarda, insanlar vücutlarındaki yaraları saklamak için kostüm ve maskeler kullanırlarmış. Bu kötü zamanların anısını yaşatmak adına bu festival ortaya çıkmış. Yıllar içinde karnavala birtakım yasaklar getirilse de 1900’lerin ikinci yarısından beri her yıl kutlanıyor.
Venedik turu planlarınızı karnaval zamanı için yapmak istiyorsanız, ulaşım ve konaklama programınızı önceden programlamalısınız. Zira o dönemde dünyanın her yerinden turist akınına uğrayan şehirde, konaklayacak uygun yer bulmak biraz zor olabilir.
Venedik sokaklarında gezmeye başladığınızda, şehri keşfederken mutlaka Rialto Köprüsü’nden geçersiniz. İki kişinin zorlukla yürüyebileceği dar sokaklarından geçerken bambaşka bir dünyada yaşıyormuşsunuz hissine kapılabilirsiniz. San Marco Meydanı ve Katedrali mutlaka görülmesi gereken yerler listesinde ilk sırada yerini alabilir. Dükler Sarayı, St Mary Friar Bazilikası, Ca’ Rezzonico Sarayı ve Müzesi ziyaretçilerin sıklıkla gittikleri tarihi yerlerdir.
Roma’nın üçüncü büyük amfi tiyatrosuna sahip olan arenanın bulunduğu Verona’ya ve hemen yakınındaki İtalya’nın en büyük gölü olan Garda Gölü’nü de görmeden eve dönmemek gerekir. Verona, her yıl opera festivallerine ev sahipliği yaptığı amfi tiyatrosu sayesinde turistlerin uğrak yeridir. Garda Gölü’de mitolojik hikayelere ev sahipliği yapması ile ünlüdür ve büyüleyici, mistik anlar yaşatır.
Bu esrarengiz İtalyan şehrinin sokaklarında saatlerce yürüyüp masallar diyarında kaybolmadan, muhteşem bir İtalyan pizzası yemeden, San Marco Meydanı’nda bir kafede oturup espresso içmeden ve dükkanlarda satılan çeşitli süslemelere sahip beyaz maskelerden almadan dönülmemesi gerekir. Tüm bunları yaptığınızda anılarınızda yaşatacağınız büyülü anlara ömür boyu sahip olabilirsiniz.
