Gelin bugün birlikte Gökçeada hakkında konuşalım. Nerededir, nasıl gidilir, dikkatinizi nelerin çekeceği ve belki aklınıza gelmeyecek pek çok şey daha.

Gökçeada ülkemizde bulunan iki adadan biri olup Türkiye’nin en büyük adasıdır. Çanakkale’ye bağlıdır.

Deniz yolu ile geçiş sağlanabiliyor. Arabalı feribot veya deniz otobüsü ile Çanakkale üzerinden Gökçeada’ya ulaşabiliyorsunuz. Arabalı feribotla yolculuk yaklaşık 1 saat 15 dakika veya 1saat sürüyor. Deniz otobüsü ile ise yaklaşık 50 dakika. Tabi hava şartlarına göre durumun değişebileceğini de unutmayalım.

Ülkemizde genellikle Bozcaada bilinir ve daha ünlüdür turistik mekanlarıyla ve o egzotik Ege atmosferi ile. Gökçeada daha çok sakinlik, daha çok tabiatla içiçe olmak isteyenlerin tercihidir.

Mutlaka Kaleköy’e uğrayın. Gün batımını izlemek için tercih edilebilecek en iyi mekanlardan biri. Karşınızda Semadirek adası ile bir manzara sizi bekliyor olacak.

Kaleköy limanında yürüyün. Restoranlar, süs ve yerli halkın yapmış olduğu ürünlerin satıldığı küçük satış yerleri ve limanda süzülen tekneleri ile görmeniz gereken harika bir ortam.

Bademli ise diğer gitmeniz gereken yerlerden biri. Eski ve yeni yerleşim yerleri eski bademli ve yeni bademli olarak adlandırılmış yerli halk tarafından. İsminden de anlayabileceğiniz gibi etrafta pek çok badem ağacı mevcut. Pek çok incir ağacı göreceksiniz ayrıca etrafınızda.

Sizi şaşırtacak olansa ağaçlardan incir almak için uzandığınızda size bakan ve pay isteyen keçiler. Beslediğiniz herhangi bir evcil hayvan gibi keçiler de yanınıza gelip size bakıyorlar.

Zeytinli ’ye uğrayıp Madamın yerinde dibek kahvenizi içmelisiniz. Renkli kafeleri ile sizlere diğer Ege ve Akdeniz şehirlerini hatırlatacak. Kafeler dedim ama diğer normal kafeler gibi değil tamamen taştan eski yapılar. Ve bu kafelerin arasındaki Arnavut kaldırımları ise diğer dikkatinizi çekecek şeylerden. Dikkat edin siesta zamanına denk gelmeyin. Çünkü o saatte çoğu dinlenmeye evlerine çekiliyorlar. Tabi arada birkaç kafe o saatlerde açık olmaya devam ediyor.

Zeytinlide etrafınızda birçok zeytin ağacı göreceksiniz.

Benim dikkatimi çeken şeylerden biri ise bazı kafe sahiplerinin Türkçe bilmemesiydi. Yunanistan’dan geri dönen Rumlar Zeytinlide kafeler açmışlar. Bir kahve aldıktan sonra beden diliyle anlaşıp hesabın ne kadar olduğunu öğrenebilmiştim.

Çünkü İngilizce dahi bilmiyordu. Belki de bana tesadüf öyle bir kafe sahibi denk gelmişti.

Gökçeada meydana gidip orada gezmelisiniz. Denize gitmeden önce ihtiyacınız olabilecek her şeyin alışverişini yapabileceğiniz dükkanlar göreceksiniz.

Dükkan aralarının trafiğe kapalı olması ise bir diğer güzel şey. Ayrıca Ege mutfağını yemeklerle, üzüm bağlarından Gökçeada’da yapılan yerel şarapları tadabileceğiniz restoranlar mevcut.

Yani diyorum ki eğer bu yaz aklınızdan sessiz, sakin bir yerde olmak geçiyorsa Gökçeada çok iyi bir seçim olacak.

Instagram: ateachersphotos

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu girin
Lütfen adınızı girin