Yüksek Sadakat’ın da dediği gibi “Güneye Giderken”, insan buluveriyor kendini Kaşta.

Eşsiz manzarası ve atmosferiyle bir geleni bir daha bırakmıyor. Bağlanıp kalıyorsun Kaş’ın büyüsüne. Yerli ve sonradan gelen haklı da sayarsan yaklaşık 7500 nüfuslu, sırtını heybetli Toros Dağlarının yamacına dayayıp Akdeniz’in mavi sularına kucak açmış küçük ve güzel bir turistik ilçedir. Ne kadar küçük desek de yazın adeta kocaman bir şehir gibi her yerden insanı sığdırıyor kalbine. Daracık sokakları, sokaklarında mutlu dolaşan insanları vardır Kaşın. Küçücük kafe-publarında canlı müzik eşliğinde eğlenebileceğiniz, deniz ve günbatımı manzarasıyla yemek yiyebileceğiniz restoranlarıyla eşsiz bir akşam sunar size Kaş.

Kaş’ta sizi tek bir şey zorlayabilir: ne yapacağınıza karar vermek. İsterseniz antik tiyatroda bir konser izleyebilirsiniz, belki de yamaç paraşütü ile göklerde süzülüp, Kaş’ı kuş bakışı seyredersiniz. Şnorkelle deniz dibini gözleyebilir, daha derinlere dalmak isterseniz tüplü dalış yapıp cam gibi berrak suların derinliğinde tarihi gemi veya uçak batıklarına bakar, balıklarla veya deniz kaplumbağaları ile yüzersiniz. Kekova da tabanı camla kaplı teknelerle veya kano ile batık şehri seyredebilirsiniz, Likya Yürüyüş Yolunda sizden önce gelmiş geçmiş yüzlerce insanın ayak izlerini takip edebilirsiniz. Antik şehirlerde eski medeniyetleri anabilirsiniz. Kanyonda serin sulara atlayıp, kayalara tırmanabilirsiniz. Ya da bir sahilde şezlongunuza uzanıp tembel tembel gelen geçen tekneleri izleyebilirsiniz.

Ama tüm bunları yapabilecekken mutlaka yapmanız gereken 3 şeyi es geçmemek lazım;

1-KAPUTAŞIN EŞSİZ SULARINA DALIN!

Kuşbakışı bakıldığında adeta sonsuzluğu simgeleyen berrak sularıyla dillere destan olan Kaputaş plajı.

Kaş-Kalkan yolu üzerinde olan Kaputaş erken gidilmesi gereken bir yer zira araç yeri bulmakta epey zorluk çekebilirsiniz. Karayolundan 187 merdiven inerek plaja ulaşılır. Plaja ulaştığınızda şemsiye ve şezlong için her biri ayrı para ödemeniz gerekmektedir. Ama kendi malzemelerinizi kendiniz getirdiyseniz hiçbir şekilde ödeme yapmanıza gerek yoktur. Eşyalarımız hazırsa Kaputaş’ın serin sularına kendimizi bırakmamın tam zamanı. Maviyle-yeşilin en güzel tonlarına bürünmüş bu berrak deniz size kaliteli bir zaman geçirmenizi sağlayacak emin olun. Ayrıca Kaputaş’a gidip de o herkesin sosyal medya hesaplarında olan kaya pozunu vermeden sakın dönmeyin.

2- PATARA KUM TEPESİNDE GÜNÜ BATIRIN!

Türkiye’nin çölü diye de geçen Patara Kum tepeleri Kaş’ın en gözde bir diğer yeri olsa gerek. Sabahtan denize girebileceğiniz ve Patara Antik Kentini gezebileceğiniz, akşamüstü kum tepelerinde gün batımını izleyebileceğiniz mükemmel bir atmosfer. Kum tepesi deyip geçmek biraz haksızlık olur aslında. Mısır çöllerini aratmayacak güzellikte bir kum. Üstelik Apollon ve Artemis’in de doğduğu yer Patara. Yani diyeceğim o ki kesin be kes kum tepesinde günbatımında bir fotoğrafınız olmalı.

3-KÜÇÜK YARIMADACIK KALEKÖYDE DONDURMA YİYİN!

Kaş’a gelmişken yapılması gereken bir diğer şey ise tekneyle Kaleköy’e gitmek. Bu küçücük ama bir o kadar güzel yarımadaya sadece denizden ulaşım var aslında. Kaleköy Likya Birliğine bağlı antik Simena kentinin üzerine kurulmuş küçük bir köy. Burası sadece yürüyerek dolaşabileceğiniz, trafiğe kapalı bir köy. Herhangi bir aracın giremeyeceği dar, merdivenli patika yollardan yürüyebiliyorsunuz. Yürüme yolları evlerin önünden geçiyor. Köyün kadınları kendi yaptıkları el işlerini satıyorlar genelde kapı önlerinde. Patika yol sizi köyün en sağında denizin içinde duran lahit mezara çıkarıyor. Orada denize de girebiliyorsunuz. Aynı zamanda kano yaparak lahit etrafında gezmekte mümkün. Köyden bir aile tarafından yapılan ev dondurması 2-3 yıl önce çok ünlü olunca, şimdi bütün kafeler ev dondurması ismiyle dondurma satmaya başlamış. Ev dondurmasını ilk yapan yer Ankh Kafe. 87’den beri sadece şeftali, fındık ve muz dondurması yapıyor. Gerçekten çocukluğunuzdaki lezzeti buluyorsunuz. Köyün Tepesinde Simena Kalesi mevcut. 10 dakikalık merdiven yolcuğu yaz sıcağında sizi biraz zorlasa da kesinlikle çıkmaya değer.

Sizin de bir tatil sebebiniz varsa ve yolunuz Antalya’ya düşerse mutlaka Kaş’a gidin. Hem eğlence hem de huzur bulabileceğiniz nadir noktalardan.

BEYHAN BACANAK

İnstagram hesabım : gezi_rehberi_

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu girin
Lütfen adınızı girin