Avrupa’nın Gizli Hazineleri: Kimsenin Duymadığı 5 Eğlenceli Festival. Yazın gelmesiyle festival sezonu da açıldı. Yani, yılın dört gözle beklediğimiz zamanı sonunda geldi diyebiliriz. Ancak bu yıl, kalabalığı değil de azınlığı takip etmek isterseniz eğer, birbirinden renkli ve canlı festivalin kapıları size sonuna kadar açık. İşte, Avrupa’da adı fazla duyulmamış eğlence dolu festivaller!

Cappadox, Türkiye

İlki 2015 yılında düzenlenen ve Kapadokya’nın büyüleyici atmosferi ile harmanlanmış olan bu festivalin teması her sene değişiyor. 2018 yılı için belirlenen tema ise “sessizlik”. Festivalde yer alan birçok sanatçı, sessizliği kendi tarzında yorumluyor; heykelden video projelerine ve ışık gösterilerine kadar geniş bir yelpazede performanslar sunuyorlar. Görsel sanatların haricinde Cappadox festivaline dünyadan ve Türkiye’den birçok farklı türde müzik yapan sanatçılar da gün doğumu ve gün batımında unutulmaz konserler veriyorlar. Festivalin diğer bir vazgeçilmezi ise “piknik”. Katılımcılara modern pişirme tekniklerinden uzakta, açık ateşte pişirme yöntemleri gösteriliyor. Çeşitli gastronomik etkinliklerin de düzenlendiği Cappadox’ta, farklı peynir ve bira çeşitlerini tatmak da mümkün.

Southern Soul Festivali, Karadağ

Southern Soul, Akdeniz kıyısındaki Velika Plaza’nın en güzel yerlerinden Copacabana Plajı’nda yer alıyor. Ayrıca Orta Çağ’dan kalma eski bir şehir olan Ulcinjwith’in yakınında düzenlenen bu dinlendirici festivalde, katılımcılar 4 gün boyunca müzik, güneş ve denizin keyfini çıkartıyorlar. 6 farklı bardan kokteyller, şaraplar, şampanyalar ve organik içeceklerin sunulduğu festivalde ziyaretçiler, büyük bir yemek kamyonundan soğuk ve sıcak yemekler ile sandviçler, sebze yemekleri ve taze meyvelerden de istediklerini seçebiliyorlar. Southern Soul’un önemli bir özelliği ise çevreye olan duyarlılığı. Etkinliklerde plastik poşet kullanmak yasak. Ayrıca katılımcılar, toplu taşıma araçlarıyla seyahat etmeleri ve iklim değişikliğinin farkında olmaları konusunda teşvik edilerek, çevre konusunda bir farkındalık yaratılması amaçlanıyor.

Mandrea Müzik Festivali, İtalya

5 gün süren bu eğlenceli festival, İtalya’nın en büyük gölü olan turkuaz renkli Garda Gölü’nün etrafında düzenleniyor. Dünyanın dört bir yanından harika müziklerin bir araya geldiği festival; elektronik müzikten Afrika ritimlerine, indieden reggae’ye kadar birçok janra ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda katılımcılar için festival alanının içinde ve çevresinde düzenlenen çeşitli gündüz etkinlikleri bulunuyor. Doğa yürüyüşü, dağ bisikleti turları, atölye çalışmaları ve yoga bu etkinliklerden sadece birkaçı. Atölye çalışmaları ise her yıl farklı bir konseptte hazırlanıyor. Ayrıca alanda mini bir kaykay parkı ve açık hava sineması da bulunuyor.

MS Dockville Festivali, Almanya

Her yıl Ağustos ayında düzenlenen Dockville festivali, Hamburg’un Wilhelmsburg bölgesinde, Elbe nehrinin kıyısında yer alıyor. 25 bin kişilik kapasitesi olan ve 3 gün süren festival, katılımcılara müziğin ve sanatın benzersiz bir karışımını sunuyor. Festival alanı bir adanın üzerinde olduğu için çevreye zarar vermemek adına gereken önlemler de alınıyor. Alana, motorlu araçlar alınmıyor ve kamp alanları da sınırlı. Dockville, iki hafta süren MS Artville festivali ile aynı mekanı paylaşıyor. Festivalde 100’den fazla müzisyen sahne alırken, uluslararası çapta tanınan yaratıcı sanatçılar da çalışmalarını sergileme imkanı buluyorlar. Festivalde ayrıca vejetaryen ve vegan seçeneklerin de içinde bulunduğu lezzetli ikramlar da katılımcılara sunuluyor.

Flow Festivali, Helsinki

Her yıl Ağustos ayında Helsinki’de düzenlenen festival, müziğin de ötesinde, sanatla sıcak bir kucaklaşma ve dünya mutfaklarından olağanüstü lezzetler sunuyor. Etiyopya lezzetleri, geleneksel Fin yemekleri, besleyici smoothie’ler, burgerler ve vegan çeşitleriyle katılımcıların hem gözünü hem karnını doyuruyor. Festival alanına ev sahipliği yapan yer ise yüzyılın başında inşa edilmiş olan ancak halihazırda kullanılmayan bir elektrik santrali. Festivalde her yıl açık ve kapalı 10-12 adet sahne kuruluyor. Ana sahne 25.000 kişilik izleyici kapasitesine sahip, diğer daha küçük sahneler ise yüzlerce dinleyiciyi ağırlayabiliyor. Ayrıca festival süresince biriken tüm atıklar geri dönüştürülüyor ve enerji üretimine ya da atık malzemelerin yeniden kullanımına yönlendiriliyor. Festivalde kullanılan mobilyalar, bağlantı parçaları ve dekorasyonlar da geri dönüştürülebilir ve uzun ömürlü malzemelerden yapılmış. Helsinki’nin modern giyim firması olan Makia ise festival için özel olarak tasarlanmış, siyah ve beyaz parçalardan oluşan sınırlı sayıda bir koleksiyon hazırlamış.