
Dünyanın savaştığı koronavirüs salgınından dolayı neredeyse tüm sektörler sekteye uğradı, hepimiz evlere tıkılıp kaldık, gezmeye yeni yerler keşfetmeye alışkın kişiler için ise bu durum çok kötü oldu. Ülkeler sınırlarını kapattı ya da test zorunluluğu geldi. Aşılanmanın hızlandığı bu dönemde insanlar yavaş yavaş planlar yapmaya, gezmek için yeni yerler araştırmaya girdi. Bazıları yurt içini tercih etse de yurt dışını tercih edecekler da korona vakalarının çok azaldığı, aşılanmanın hızla devam ettiği ülkeleri araştırıyor, bu ülkeler de turizmi canlandırmak, ekonomiye katkı sağlamak için çeşitli kampanyalar yapmaya başladı.
Bunlardan biri de Malta! Evet yanlış duymadınız, muhteşem koylara sahip, turkuaz denizi, tarihi yapıları ile Malta adası. Resmi adı ile Malta Cumhuriyeti. Birkaç adadan oluşan ve Orta Akdeniz’de bulunan bir Avrupa ülkesi, Bu adalar üç büyük ve iki küçük adadan oluşuyor. Malta, Gozo ve Comina bunlar büyük olan adalar. Antik Çağ ve Orta Çağ’da Akdeniz’de hakimiyet kuran bütün devletler Malta’ya da sahip olmak istemiştir. Bu yüzden de Malta sürekli işgale uğramış, çok savaşa girmiştir. 1964 yılında ise artık Malta Cumhuriyeti kurulmuştur.
Çok uzun zaman önce ülkemizden vize istemiyordu ama artık vize ile giriliyor. Ve Gelelim Malta’ya gittiğinizde nasıl üste para alacağınıza; Malta hükümeti, koronavirüs salgını nedeniyle zarar gören turizm sektörünü canlandırmak amacıyla ülkeye en az 3 gün kalmak üzere gelen turistlere 200 Euro’ya kadar para verileceğini açıkladı. Haberin detayları şu şekilde; Beş yıldızlı bir otelde kalmaya karar veren ziyaretçiler, Malta Turizm Otoritesi’nden 200 Euro alacak. Benzer şekilde, dört yıldızlı bir otel seçenlere 150 Euro, üç yıldızlı otel rezervasyonu yaptıranlara ise 100 Euro ödenecek.
Malta’nın küçük Gozo adasındaki otellerle yapılan rezervasyonlarda ise sübvansiyon yüzde 10 daha yüksek olacak. Ülkenin Turizm Bakanı Clayton Bartolo, “Plan, uluslararası turizm yeniden başlarken Malta’daki otelleri rekabetçi bir konuma getirmeyi hedefliyor” dedi. Hükümet programa 3.5 milyon Euro bütçe ayırdı. Söz konusu plan kapsamında ülkeye 35 binden fazla turist gelmesi bekleniyor. Şimdi bize kaldı uçak biletlerini almak!
Peki Malta’da neler yapabiliriz? Malta’da nereleri gezebiliriz? Derseniz onları da düşündüm. işte Malta’da görmeden dönmemeniz gereken yerler.
Popeye Village ( Temel Reis Köyü)
Popeye Village yani hepimizin çok sevdiği Temel Reisin Köyü 1980 de çekilen sinema filmi için yapılmış bir plato olarak düşünebilirsiniz. Burada sinema filmi çekildikten sonra çeşitli düzenlemeler ile turistlerin ziyaretine açıldı. Tema parkları gibi düşünebilirsiniz. Her yıl binlerce turisti ağırlayan bu yerde Temel Reis, Kabasakal ve Safinaz gibi karakterler sizi kapıda karşılıyor. Müzikal gösteri de sunan karakterle çok eğlenceli vakit geçireceğinize eminim.
Grandmaster’s Palace
Malta’nın Başkenti Valletta’da bulunan Büyük Ustalar sarayı olarak geçen Grandmaster’s Palace, Malta’ya gidince görmeniz gereken yerlerden. 1570 yılında Malta’daki şövalyeler tarafından yaptırılmış bu saray. Günümüzde ise cumhurbaşkanlığı ofis binası olarak kullanılıyor. Alt katında ise bir müze var. Bu müzede şövalyelere ait savaş malzemeleri, zırhları görebildiğiniz gibi aynı zamanda Osmanlı kuşatmasının da tablolarını bu müzede görebilirsiniz.
Cumhuriyet Caddesi
Bizde ki gibi onlarda da Cumhuriyet Caddesi bulunuyor, burası şehri tam ortadan bölen bir cadde. Bu caddede birbirinden güzel tarihi binalar ve restoranlar bulunuyor. Genelde şövalyelerin bu adaya gelişinden sonra yapılmış eserlerle dolu burası. 1575 yılında Osmanlı’nın fethine karşı bir araya gelen şövalyeler kuşatma başarısız olunca buraya yerleşmişler ve burayı kendilerine yurt edinmişler. Onların armalarını taşıyan bir sürü tarihi yapıyı bu caddede görebilirsiniz.
Gozo Adası
Gelelim deniz kum güneşe doyacağınız muhteşem koylara, bu kadar gezmek yeter. Gozo Adası Malta’nın ikinci büyük adası. Malta’ya sınırlı gün sayısı ile geldiyseniz bir gününüzün tamamını buraya ayırmanızda fayda var. Gozo Adası çok güzel gezilecek yerler bulunuyor. 25 dakikalık feribot yolculuğunun ardından Gozo Adası’na ulaşıyorsunuz. Ulaştığınızda bir çok taksici göreceksiniz. Bu taksilerle gezi noktalarını hepsini gezebilirsiniz ama bu biraz pahalı olabilir. Yine de pazarlık yapmanızda fayda var. Belediye otobüsü de kullanabilirsiniz.
Peter’s Pool
Burası aslında bir plaj değil havuz görünümünde bir yer. Kumsalı olmadığı için kayalar üzerinde güneşlenebilir ve buradan denize atlayabilirsiniz. Tam instagramlık bir yer diyebilirim, Enteresan yerlere meraklıysanız benim gibi burası tam sizlik. Malta adasının doğu kıyısında, bir balıkçı kasabası olan Marsaxlokk kasabasında bulunan St. Peter’s Pool. Genel olarak turistlerin yoğun ilgi gösterdiği plajlardan değil. Bence bunun için bile gidilir.
Għajn Tuffieħa
Maltanın en güzel plajını yazmadan olmaz, Masmavi denizi, bozulmamış doğası ve otellere yakınlığı ile popüler bir plaj. Malta’ya gidecekseniz burayı da mutlaka listenize ekleyin.
The Blue Lagoon
Gelelim Malta’nın en meşhur plajına The Blue Lagoon, isminden de anlayacağınız üzere masmavi turkuaz denizi, bembeyaz kumu ve açık denizden korunaklı olması ile herkesi davet eder. Bu plaja sadece deniz yolu ile ulaşım var o yüzden feribot veya günübirlik kalkan tekneler ile ulaşabilirsiniz.
Malta’ya schengen vizesi alarak gidebileceğinizi hatırlatıyım.
Çok uzun zaman önce vizesiz girilebiliyordu ama artık vize almamız gerekiyor. Ülkemizden Maltaya ulaşım kolay olması yanında planlamanızı ve otelinizi, gezeceğiniz yerlerin konumlarına göre yapmanızı tavsiye ederim. Eee Malta bizi çağırıyorsa vizemiz de varsa üste 200 Euro alacaksak gitmeye değmez mi? Şu güzelliğe bir bakın.
Herkese Sağlıklı Coronasız tatiller dilerim.
Nirvana Barkaçin
Instagram: @nirvanakesifte
Blog: nirvanakesifte.blogspot.com
Mail: [email protected]